Soğuk bir kahkaha düştü mermer merdivenlerden,
Fırlarken beyaz bileğindeki nazar boncuğu,
Geceden sıyrılamayan saçlarına
Alacakaranlıkdan soğuk bir çiğ hediye..

Kıvrıldı dudakları acırken avuçları,
Dokunmak istedi, uzattı ellerini,
Elleri boşlukta birbirine bağlandı.
Masum bir damla yaş asılıyken,
Kirpikleri buğulu gözlerine kapandı.

Ayrılırcasına zaman ikiye, acı bir çığlık koptu,
Dünle bu günün arasına bir husumet geldi oturdu,
Duyduğuna mazhar olan bir kendi vardi,
Kendine şahitlik etse de,
Ona kim inanırdı..

Kimsesizliğin kimseleri ona bakıyordu,
Bir hayalin yalanı belini sarıyordu.
Şevkatin kollarında asil bir aşk yatıyordu,
Belleğindeki bir tutku hala ısrarla,
Kahredici yanıyla içten içe yanıyordu..

Devir gizli bir çarkın dişlerini kırıyordu,
Masumiyetin şanşı yağmurlarda bitiyordu,
Genede bir sebeple can soluyordu,
Kaybolup giderken izlerine,
Başkaları basıyordu..

Sayki yerde başka bir sen yatıyordu,
Bir yanın eriyip,diğer yanına doluyordu,
Kalkarken dağılan boncuklarını arıyordu,
Yalan avuntular parmak sayısından ne kadar da fazla,
Üstüne almamak için belkide,
Başına gelenleri nazara yoruyordu...
Ümit Seyhan
( Nazar Boncukları başlıklı yazı Ümit Seyhan tarafından 1.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu