düze inmişken dağlar
susuzluk çekerken deniz
gitmeseniz...
kuyruklu yıldızlardan uçurtma yapardım size,
oyuncağı elinden alınmış çocuklarla
sevdanın bir ucunda
iplerime un sererdiniz siz
ya da ne bileyim...
iki büklüm duygularınızla
az ötemde nefeslenirdiniz
rol keserdim ben arap saçlarına,
yanağınızdan aldığım makasla
mutluymuş gibi yapardı hüzün,
benimle birlikte eksilirdiniz
siz birine de bakmazdınız o ara,
üçüne de beşine de
onları da beğenmezdiniz mesela
ben yüz bulur,buluşturur
yüz verirdim size
kaç para eder ki diye sorardı,
gün sayan kadınlar
üçe kadar sayıp duran,
üç günlük dünyaya
içini çokça sıkardı,
şehrin yok tarafı
parçalanırdı taş,erirdi demir
sesini saklardı bizden,
iki yana düşmüş kollarımız
eksilirdik birlikte sonra
diyordum ki yaramı gösterirdim size
düze inmişken dağlar
susuzluk çekerken deniz
gitmeseydiniz...
Demir Mutlugil