Konstantin’in kuşatılması beyanındadır
Osmanlı ordusu Silivri önlerinde
Anadolu ve Rumeli beylerbeyi ordularının önünde
Sultan Fatih onların önlerinde
Sultan Fatih azimli kararlı
Duramıyor durduğu yerinde
Askerler de aynı coşku içinde heyecan içinde
Her biri bir Fatihcesine
Can atıyorlar
Koşuyorlar her biri Konstantinopolis’in fethine
Can atarak Ulu Peygamber’in müjdesine
Onun güzel askeri olmak için
‘O ne güzel asker’ vasfına ermek için
‘O ne güzel kumandan diye tesmiye ediler Hünkar’ın emrinde
Anadolu ve Rumeli Beylerbeyi ordularını
Geçit yaptırıyordu Hünkar’ın önünde
Her biri ölmeye hazır ordularına
Her biri şehit olmak için Bizans önlerinde
Her biri ermek için Ulu Peygamber’in müjdesine
Pür silah pür cesaret pür coşku pür heyecan
Şahlanmıştı ordu şahlanmıştı Kumandan
Ordu Silivri önlerindeydi
Ordu Silivri önlerinde durdu
Silivri önlerinde durdu ordu
Halil Paşa teftiş ediyordu orduyu Hünkar’ın emriyle
Hem maddeten hem manen
Silah durumları nasıldı nasıldı heyecanları
Moralleri nasıldı Bizans’ı fethetmeye olan inançları
Evet hepsi mükemmeldi
Silahları teçhizatları
İmanları tamdı heyecanları yüksek
Coşkuları yerindeydi bıraksan gökyüzüne yükselecek
Cesaretliydiler kuvvetliydiler hareketliydiler
Hepsi birbirinden daha kavi daha yüksek
Kanlı canlıydılar
Etten kemikten değil demirdendiler çeliktendiler
Ergenekon’dan çıkmıştılar güçlüydüler
Ateş saçıyordu gözleri çakmak çakmak
Yakıcıydı bakışları zordu onlara bakmak
Bakışları dağları deliyordu
Sanki her biri Bedir’den geliyordu
Tebük zaferinin ışıltısı vardı alınlarında
Malazgirt’in altın ışıkları
Her biri Peygamber aşıkları
Sultan emretti
Biner akçe dağıtıla Yeniçeriye
Beşer bin de süvarilere
Emretti Hünkar getirin hazirun defterini
Getirdiler emir komuta Sultanımızındır baş üstüne diyerek
Hepsini tek tek kontrol etti Sultan
Asker mevcudu ne kadar silah teçhizat nasıl
Haydin dedi şimdi ordu yola koyula
Yola koyuldu ordu dualarla aminlerle
Ve mehter önlerinde
Çaldıkları marşlarla orduları coşturuyordu
Coşkulara coşku katıyordu heyecanlara heyecan
İmanlara iman katıyordu cevelan
Öğle yemekleri Küçükçekmece’de yenildi hep beraber
Hünkar komutanlar askerle beraber aynı yemekten
Ve emretti Hünkar yola revan olsun ordu
Kılındıktan sonra sahrada öğle namazı
Hiç bir asker ihmal etmesin namazı
Her birimiz abdestli olalım pür silah
Melekler katılsın ordumuza ordularla
Biz onlara karşılık verelim dualarla
Sultan Mehmet önlerindeydi taht-ı revan
Askerin keyfi yerindeydi
Tekbirler salavatlar dillerindeydi
Zafer aşkı gönüllerindeydi
Her birerleri yırtıcı kuş gibiydiler
Kimi şahindi kimi kartal kimi atmaca
Her birerleri kanatlanmış uçacak gibiydiler
Her birerleri yerlerinde duramaz olmuşlardı
Yaylardan boşanmış ok gibiydiler
Atılmaya hazır mızrak gibiydiler
Yeşilköy'e vardı ordu mehter yürüyüşünde
Mehter en hareketli marşları çalıyordu
Ordu coştukça coşuyor coştukça coşuyordu
Yürümüyor sanki koşuyordu ordu
Ayakları altında yollar coşuyordu
Ayakları yere basmıyordu ordunun
Yüreği korkudan güp güp atıyordu Rum’un
Ayakları yere basmıyordu askerlerin
Kanatlanmıştılar
Bizans’ı fethetmek hedefleriydi
İnatlaştılar
O sırada Bizans’ı büsbütün korku sarmıştı
Konstantinopolis’i bulutlar kaplamıştı
12’ler meclisi toplanmıştı
Bütün erkan-ı harp oradaydı
Korku doluydular korkudan yürekleri patlayacaktı
Sultan Mehmed’den ödleri patlayacaktı
Bir anlaşmazlık yüzünden savaş başlayacaktı
Sultan Mehmed’le nasıl başa çıkacaklardı
Sultan Mehmed’i nasıl durduracaklardı
Sultan Mehmed bir başkaydı
Azimli kararlıydı Bizans’ı alacaktı
Bizans’a bakarken gözleri çakmak çakmaktı
Bizans’ı düşlerken bakışları
Kışları ayaz gören canavar gibiydi
Bir canlı görse parçalayacaktı
Onunla ve ordusuyla nasıl savaşacaklardı
Şehzade Orhan için aldıkları haraçtan vazgeçmişlerdi
Oysa 300 altın olan haracı 600’e çıkarmayı teklif etmişlerdi
Sultan Fatih kükremişti
Bütün teklifleri reddetmişti
Savaşla tehdit etmişti onları
İşte şimdi savaş kapıdaydı
Hünkar’ı kızdırmışlardı
Bu kez kendileri haraç vermeyi teklif etmişlerdi
O da kabul görmedi
Nevi şahsına münhasır bir padişahtı
Sultan Murad’a benzemiyordu
İstanbul’u alacaktı
Kafasına koymuştu
Vaz geçirmek imkansızdı
Dostluk eli uzatmışlardı
Reddetmişti
İş başa düşmüştü
Savaşa hazır olacaklardı
Dostlarından yardım alacaklardı
Düşmanlarından yardım alacaklardı
Haçlıları davet edeceklerdi savaşa
Katolik Papa’dan yardım dileneceklerdi
Razı olacaklardı hatta
Hatta Papa’nın Bizans’ta ayin yaptırmasına
Hele o Şahi Top’la nasıl baş edeceklerdi
Onun surları harap etmesine nasıl engel olacaklardı
Ahmet KemalKayıt Tarihi : 20.7.2023