Teşekkürler Türkiye

Bu şiirimi beşinci ya da altıncı kez paylaşıyorum, dün yine aynı mahalledeydim, içerim param parça oldu. Bu şiiri yazarken de ağlamıştım, her paylaştığımda da, hem de gecenin sessizliğinde içimi çeke çeke. Yahu insan kendi oluşturduğu senaryoya ağlar mı, neee bileyim işte yine tutamadım kendimi. Yaşlandıkça sulu göz mü oluyoruz ne ... Hiç haz etmem böyle toplumsal acılardan beslenmeyi ama hakikaten insanın içerisi çok acıyor... Yüz kere de bin kere de olsa yazacağım, tüm çocuklar gülene kadar .....






Asıl adı Marwa’ydı

Meryem diye çağırırdı mahalleli

Muhacir pazarı da denilen

Eski Konya’nın kerpiç evlerinden

Koşarak çıkan kız çocuğunu

 

 

 

Ne savaş bilir

Ne silah, ne terör

Ha Esed, ha Esad

Ona hep aynıydı

Biraz aşina bir kelime

Bir de yallah, defol misali

Manasız deyişler

Güzel sözlerdi hepsi sanki

Öyle ya

Bir çocuğa ne söylenir ki kötü

 

 

 

Jamal’ı bilirdi hayal meyal

Komşu bonusu mobilyalı odasından

Babasının resmi

Baba diyemediği resim

Çağıramadığı resim

Konuşmayan resim

 

 

 

Ama beş vakit bir ses vardı konuşan

Aşina olduğu bir ses

Akraba bir ses

Her lisandan konuşan bir ses

İçi bi sıcak olurdu

Uyur kalırdı öylece

 

 

 

Suhana henüz yirmili yaşlarda

Zor bir hayat yaşıyordu

Yalnızdı

Kadındı

Yetiyordu kendi kendine

Haysiyetliydi, namusluydu

Şükrediyordu

Koymadı asla gönül bu topraklara

Vardı insanın iyisi kötüsü hep

Her yerde, her zamanda

 

 

 

Jamal’ı alıkoymuştu

Tanımadığı puşili adamlar

Zor atmıştı canını sınıra kızıyla

 

 

 

Tam iki yıl alamadı tek haber

Sordu gelene gidene

Aradı eş dost

Yoktu

 

 

 

Elbet kahir ekseriyet

Konu komşu uzatmıştı dost eli

Onun duruşunu seviyorlardı

Sorup soruşturuyorlardı  muhtardan devletten

 

 

 

Titrek bir ses geldi

Bilmem kaçıncı el telefondan

Jamal  iyiydi

 

 

 

Gideceklerdi bu bayram memlekete

Küçük bir hediye aldı

Mevlana çarşısından

Bindiler otobüse

 

 

 

Babasına koşuyordu

Yıkık bir binanın

Kendi parçalanmış menteşeleri kalmış kapıda

Muşamba açılmış

Bekliyordu Jamal

 

 

 

Marwa bu kez resime değil

Gördüğüne baba dedi

Bu kez sokağa değil

Evine koşuyordu

 

 

 

Birkaç el silah

Acı bir feryat

Yığıldı kaldı baba

Hep filmlerde mi olurdu?

Değil mi hayat da bir senaryo?

Oldu işte

 

.

.

.

 

 

Beyaz bir çadır ve kırmızı bir ay

Yaşıyordu Jamal, yaralıydı

Yaşayacaktı ama

Oldular sarmaş dolaş

Doldu gözleri Sivas’lı  sağlıkçı Mehmet’in

Adanalı Ali salıverdi gitsin hıçkırığı

Mutluluktan  ağlamak da güzeldi

 

 

 

Adı yolsuzlukla anılmış Kızılay’ımıza

Filan dendi, falan dendi, dedirtildi dendi

Dendi de dendi

Belki siyaseten bir hata

Belki bilerek, belki bilmeyerek

Ne önemi vardı

 

 

 

İktidar sustu

Muhalefet sustu

Mahalleli sustu

Şam sustu

Konya sustu

...

...

...

...

Sadece Marwa konuştu

O minicik sesiyle

Bakışlarındaki Türkçesiz mahcubiyetle

“ Shukran Turkiya ”

 

MCU :)


( Teşekkürler Türkiye başlıklı yazı MCU :) tarafından 17.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu