1 Acı Tren

 Treni bekliyordu. Gecenin karanlığında ay ince bir çizgi halinde parıldıyor, yıldızlar noktalar halinde görünüyordu. Saat beşe gelmek üzereydi ama kadının hiç uykusu yoktu. Etrafta kimseler görünmüyordu, yapayalnız, tahta bankta paltosuna sıkı sıkı sarınmış oturuyordu. Ayağının ucunda deri, küçük bir valiz duruyordu. Esen her rüzgarda açık saçları savruldu, yüzünü kamçılayarak havaya boyun eğdi. Üşüyordu ama umursuyor gibi değildi. Gözlerini raylara dikmiş bir şey düşünüyor yeri geliyor o gözler buğulanıp doluyordu. Bekliyordu…

   Bir derdi vardı, çok belliydi. Bu saatte kimse gitmezdi ama o gidiyordu. Usanmadan sıkılmadan gelecek treni bekliyordu. Üşüse bile oturmaya devam ediyordu. Birini beklemiyordu, beklese ardına bakardı. Oturduğundan beri bir kez olsun arkasını dönmemişti. Ya beklediği gelmeyecekti ya da gelse bile önemi olmayacaktı. Acı bir rüzgar daha esti, saçları yüzüne geldi. Elini kaldırıp yüzünden çekmedi bile, pes etmişti. Bu ilk pes edişi değildi, olsa bu kadar hızlı kabullenmezdi. Paltosuna daha sıkı sarındı. Birini özlüyordu, saatlerdir dışarıdaydı, artık üşümediği çok belliydi ama o aklından geçenlerle paltoya sığınmıştı. Gelecek ilk trene binecek ve her şeyi arkasında bırakacaktı. Derin bir nefes aldı. Kaçıyordu…

   Uzaklardan trenin sesi duyuldu. Kadın heyecanla kıpırdandı. Acele ediyordu, hızla valizine uzanıp ayaklandı. Rayların olduğu boşluğun ucuna kadar geldi. Atlamayacaktı ama düşündü, aklından geçirmese bu kadar uzun süre bakmazdı. Bir şeylerden kurtulmak istiyordu ama başaramamıştı. Kurtulamadıklarından kaçabileceğine tam olarak inanmıyordu, inansa atlamayı düşünmezdi. Kaçmak istedikleri içindeydi, tüm düşüncelerinde, kalbinde. Trene binince onları arkasındaki bankta bırakamayacağını biliyordu, yine de gidiyordu. Trenin sesi yükseldikçe gözleri doldu, arkasına bakmadı ama geride kalanlar için bir göz yaşı döktü. Yine paltosuna sarındı, boğazından bir hıçkırıp koptu. Arkasına bakmak istedi ama yapmadı, yapamadı. Bir göz yaşı daha yanaklarından dökülürken gözlerini kapatıp öylece durdu. Elini kalbinin üstüne koydu, başını arkaya attı. Ciğerlerinden çıkan nefes havada beyaz bir bulut oluşturdu. Ölüyordu…

   Tren uzaklardan göründü, havayı keserek ilerliyordu, yavaşlamaya başladı. Kadın hiç hareket etmeden gittikçe büyüyen treni izledi. İçindeki acı hafifledi, yüzü aydınlandı. Bir kez daha raylara baktı, gözleri çantasına kaydı sonra yine trene… Arkasına bakmadı. Tren acı bir ses ile raylara sürtündü, durdu. Kapılar açıldı, kadın durdu. Kararını son bir kez daha gözden geçiriyordu. Bu kez arkasına baktı. Kimse gelmiyordu, o saatlerdir bankta otururkende gelmemişti, şimdi de gelmiyordu. Son kez yapayalnız olduğunu anladı. Trene döndü ve valizini eline aldı. Gidiyordu…

   Trene bindi, kapılar kapandı. Tren yine o acı sesi çıkartarak hızlanmaya başladığı anda yağmur damlaları yere düşmeye başladı. Raylar çığlık atıyor, gökyüzü ağlıyordu, rüzgar acı bir ağıt yaktı. Vagonlar, bankın önünden bir film şeridi gibi geçti. Son vagon da istasyonu terk ettiğinde çift kanatlı kapılardan içeri bir adam girdi. Koştuğu için nefes nefeseydi. Trenin arkasından baktı. Ellerini dizlerine koyarak soluklandığında etrafını ağzından çıkan duman kapladı. Bir süre elleri dizinde nefeslendi. Başını kaldırıp çoktan gitmiş trene baktığında yüzünde acı vardı. Pişmanlık, hüzün, öfke, kırgınlık, umutsuzluk… Tüm duyguları aynı anda yaşıyordu. Birkaç dakika önce gelse her birini yaşamak için saatleri olacaktı. Kadın ardına bakmıştı sonuçta, saatlerce treni değil onu beklemişti belki de. Adam geç kalmıştı. Gitmişti. 

( Acı Tren başlıklı yazı asu-guler tarafından 17.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.