Elvan elvan gül kokar, canım Anadolu'da.
Yeşillerin arası, dere tepe düz gider,
Eteğinden çay akar, canım Anadolu'da.
Elinde bakracıyla, al yazmalı kız gider,
Düğün vakti gelince, gelin ağlar, kız ağlar.
Bel bağlanır gururla, kızıl kuşak beyaza.
Gamze gamze gülüşü, erin yüreğin dağlar,
Gündüz güneş görünür, gece çeker ayaza.
Telli duvaklarını, nasıl söylemez dilim.
Alnımızın akıdır, şu canım Anadolu'm.
Bağrı yanık çobanlar, kavalın namesiyle,
Koyun güdüp ovada, dertli bir türkü söyler.
Yüreği cemrelenir, kuzuların sesiyle,
Eyyam efendisine, bir şey anlatmaz köyler.
Oysa mana derindir, gamdan sual olunsa.
Tuz gibi, ekmek gibi, helaldir her busesi.
Baş değmese yastığa, uykusuzda kalınsa,
Maviler arasından, aksederken su sesi,
Avazına düşmez mi, dönüp dolaşıp yolum?
Alnımızın akıdır, şu canım Anadolu'm.
Tarlada emek emek, evde ırgattır anam.
Kınalı ellerinde, patlayan nasırları.
Kazanda kaynar yemek, bıçakta ettir anam.
Bir şafaktan geceye, sığdırır asırları.
Kan çanağı gözüyle gökçedir bakışları.
Taş gibi ağır beden, uykularda dermansız.
Sabahın seherinde kıskandırır kuşları.
Kıyam eder huşuyla, kalkışarak fermansız.
Kalan son emeğiyle, nakşeder halı kilim.
Alnımızın akıdır, şu canım Anadolu'm.
Ozanım feryat deyu, vurur sazın teline.
Ağıt olur türküsü, düğün, dernek kurulur.
Bülbül gibi seslenir, tezeneyle gülüne.
Bir yel eser başında, can evinden vurulur.
Özlemi alev alev feryadi bir sedadır.
Sevdanın sağanağı, yaştır telin ucunda,
Semahın dayanağı, maddiyata vedadır.
Erir gönül dağında, yarinin yamacında.
Ne zindanlar kâr eder, ne de kâr eder zulüm.
Alnımızın akıdır, şu canım Anadolu'm.
Bu denli güzel toprak, altın sarısı başak,
Nerede bu rayiha, nerede koyun, kuzu?
Yiğitlik ölür mü hiç, eskise yedi kuşak.
Nazlı nazlı gelinler, anaların ak yüzü.
Halil İbrahim deriz, yoksulun sofrasına.
"Bir lokma bir hırkayı" baş tacı eder yurdum.
Dert olsa, tasa olsa, koşar komşu yasına.
Anadolu'yum canlar, Atamdan böyle gördüm.
Şehadet şerbet bizde, sefa getirir ölüm.
Alnımızın akıdır, şu canım Anadolu'm.
Kul Fikret canım kurban, güzel Anadoluya,
Dedim yar'e ey güzel turnanız telli midir?
Geleneğin, yemeğin, alasını bilirsin,
Ana gibi şefkatin, su gibi selli midir?
Hem şehirli, hem köylü olabilmek ne güzel,
Maharetin geninde, ılgıt ılgıt akarsın.
İnceden bir türkünün tadı dilinde özel,
Anadolum tadında, deyişleri okursun.
Canıma can bildiğim ey gözleri sürmelim!
Alnımızın akıdır, şu canım Anadolu'm.
Mehmet Fikret ÜNALAN(Kul Fikret)
20 Mart 2024-Saat 13.25
Güzelçamlı-Kuşadası