bu bin iki gece masalı...ve ölmeyecek Şehrazat
arkaya dönüp bakan,
insanlar sokağında
içim soluyordu,
yedi tas suya koydum
kabul görmüş bir yalnızlık,
Tanrıyı sordu sonra
anlattım...
sayfası atlanacak bir masaldı,
üvey ellerimden düşen ad
sessizlik kibrit sesiydi
fadoyu ağlatacaktı Marissa,
avuç içime sakladım çalamasınlar diye
gölge boyları kısalmıştı iyice
elleri bağlayan ip isiydi,
göğümde karanlık
sildim azını...
yerinden oynayan taşlar,
dizilmişlerdi kaldırımlara
yol aksaktı
göz ıraksak
yerlerde heves kırıklıkları
köşede eskimiş bir selamlık vardı
bir tavan yerleştirdim boşluğuna,
üç duvar ördüm
daralmış kapısında,
solmuştu saksılar
çiçekleri ölgündü ,suyu umarsız
dünümü az/arlıyordu ,
boyun borcumun kefili duygular
döngü kısırdı
gözyaşı özdeş
düşümden düşen bin parça
kalanlarımı sakladım bölenlerden
anı kuruluyordu,
hele dinsin içe işleyen yağmur
diyen öteler
aklıma geldi of çektim uzaktan,
boğazı yutkundu İstanbul'un
vedanın eli havadaydı,
aşk neredeydi kim bilir...
kendini bil dedi iç sesim...bildim
bir nefes için yorulandım ben
ve yüzüm yok gibiydi...
Demir Mutlugil
(
Aşk Nerede Kim Bilir başlıklı yazı
DemirMUTLUGİL tarafından
15.05.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.