Anadolu Uygarlıklarından Lidyalılar hani şu parayı bulup da bir halt işlemiş gibi sevinenler, aslında parayı bulunca bize de papazı bulduranlar...

Tarih mi? M.Ö. canım işte, sayı rakam belli değil Fi Bilmem kaç tarihi...

Durun canım bilmem kaç dediysek bir yere kaçmayın lafın gelişi o...

- Şşşşşşt birader bir gelsene
- Geldim birader ne vardı?
- Bak ben para mara diye bir şey bulacağım ama ilk sana söylüyorum ha sen sakın kimselere söyleme tamam mı?
- Söylemem birader ne ki bu para?
- Sus sus! Bunun ile saadet olmaz zaten.
- O zaman bulma kardeş niye buluyorsun?
- Bulmam lazım oğlum tarihe geçmek istiyorum.
- Geçince ne olacak tarihe?
- Olur mu Heredot abim beni yazar o zaman.
- Lan oğlum manyak mısın Heredot daha doğmadı bile...
- O zaman başkası yazar.
- Hah! Onu de o zaman...

Biraz zaman geçer bu arada para da bulunmuştur. Şakır şakır Lidya Coğrafyasında kullanılmakta hatta bazıları da ’’Bu ne biçim icat?’’ diye paraya kıllanmaktadır...

Başka iki Lidyalı sohbete dalmışlardır...

- Oğlum biraz borç versene.
- Amma hızlısın oğlum. Daha dur dün bir bu gün iki iyi ki bizim angut Lidyalılardan birisi parayı buldu, sen de hemen borç istiyorsun.
- Ne yapayım oğlum geçinemiyorum.
- Dinozor avına çık, ne bileyim geyik avına çık, geyikten çok para kazanırsın. Derisinden de hanımına çanta yapar, etini yer, boynuzlarından da çatal bıçak mızrak ucu filan yapar köşeyi dönersin, diyeyim sana...
- Ne olur oğlum biraz borç versen, çalışır öderim sonra ben sana.
- Yaa yaa ödersin pışşşşşşık! Geçen sene aldığını bile ödemedin.
- Söz ulan ikisini beraber ödeyeceğim.
- Bak ödemezsen evine haciz gönderirim ona göre...
- Ya pışşşık haciz diye bir şey yok daha oğlum Hazreti İsa bile doğmadı Milattan önceyiz önce...
- O zaman nah alırsın. Para mara yok sana.
- Tamam lan tamam vermezsen verme...

Başka iki Lidyalı yine sohbete dalmıştır...

- Birader senin çok paran varmış doğru mu?
- Doğru da sana ne birader.
- Nasıl taşıyorsun onları be kardeşim?
- Ağır oluyor tabi biraz, ama taşıyorum işte...
- Ben sana yardım ederim az bir paraya, senin paralarını taşırım.
- Yapar mısın gerçekten?
- Yaparım tabi bilader biz dostuz.
- Ya alır kaçarsan paralarımı?
- Kaçmam birader biz seninle kırk yıllık dostuz.
- Yok oğlum veremem onlar benim emekliliğimde lazım.
- Hadi leynnnnn! O da ne emeklilik de neymiş? Lidya da daha emeklilik yasalaşmadı.
- Hadi ya! Olsun yine de veremem sana...

Başka başka Lidyalılar dolu her tarafta...

- Birader bu paraları başka bir şeyden yapamıyorlar mı?
- Haklısın birader biraz hafif bir şeyden olsa.
- Ne güzel olur, doldururuz ceplerimizi
- Kağıttan filan yapsalar ne güzel olur.
- Kağıt ne ki birader?
- Evet, o daha icat edilmedi değil mi?
- Çok var onun icadına...
- Anasını satayım ne şanssızız yahu, parayı bulduk bulmasına da çok oldu mu ağır oluyor taşıyamıyoruz, hem cebimize hem de yüreğimize yük bu yahu!
( İki Lidyalı Ne Konuşur başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 13.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu