Sen batakta gezsen olan ömrünce
İnsanın içine çamur bulaşmaz
Suyu çekilir güneşi görünce
Sen alışsan toprak sana alışmaz
İnsan alemi cam kümestir sana
Gülden de olsa ten kafestir sana
Bu sevda derin bir nefestir sana
Ciğer çalışmazsa yürek çalışmaz
Taşlar kayalar yaşatılır bir an
Güneş ufuktan taşıtılır bir an
Zehir gibi ses işitilir bir an
Bal dudaktan düşen söz acılaşmaz
Yine vur hele kendini dağlara
Mesken kur kan duvarlı otağlara
Selam et senden sonra ki sağlara
Pes bu ses ölmüş kulağa ulaşmaz
Yolun üstünde esen bir rüzgar olsan
Kervanla bir olup bir ile varsan
Sen tahtı revan içinde otursan
Ayak izi olmayan bir yol aşmaz
Yarin gülünü yaksan istek kalır
Kendi külünü yaksan istek kalır
Tâni ölünü yaksan istek kalır
Olacak iş mezar mezar dolaşmaz