Günler aylar
birbirine karışıp gidiyor
Bilmiyorum neredeyim
nasılım kimim ben
İnsan 30 yaşına gelse
de değişirmiş Asya
Oturmuş bir
karakterim olduğunu zannederken
Seni tanıyarak
yepyeni bir hayata başladım Asya
Sen farkında olmadan
Sana karşı
gelemiyorum
Sana karşı
fikirlerimi söylesem bile
Senin ağzından çıkanı
onaylamak için can atıyorum
Çünkü sen yanlış
yapmazsın Asya
Bildiğim doğrularımı
seninle gömüyorum
Zihnimin en karanlık
en tenha yerine
Hayatımda bir doğruyu
savunuyorum artık
Tek doğrum tek
gerçeğim sensin
Bunu böyle bilesin
Asya
Amaçsız ufuksuz taşlı
bir yol yürüyen bedenimi
Seninle birlikte gül
bahçelerinden geçen aydınlık yarınlara savuruyorum
Senin geçtiğin
yollara kokun sinerken
Saçlarından yayılıyor
alem-i cihana gün ışığın
Sonra bir gaye
ediniyorum kendime
Ne olursa olsun hangi
şartta olursam olayım
Parlayan gözlerinin
ışığını söndürmeyeceğimi
Zihnime ve yüreğime
kazıyorum kirpiklerinle
Biliyorum gel
diyorsun uzaklardan
Sesini duymasa bile
kulaklarım
Yüreğimde
hissediyorum bana seslenişini
Hasretin haddini aştı
bu gece
Gözlerim gözlerinde
kalakalmak istiyor
Aşkını haykırmak
isterken şarktan garba
Aşkının gizli
kalmasını doğru buluyorum
O yüzden ki sana
isminle değil Asya diye sesleniyorum
Yalnız başıma
geçirdiğim karanlık gecelerde
Sensizlikle
savaşırken yüreğim senin iyi olmanı umuyorum
Yazarın
Önceki Yazısı