‘’İşgale uğramış topraklar
gibiyim.’’
Siruni
Kentimin ışıklarını kapatın bu gece
‘’ ’İşgale uğramış topraklar gibiyim’’. Her yanım falçata izleri, her yanım acı,
beynimin uçlarında ömürlük bir sancı ...taşıyor. Taşıyorum senin için yüreğimle
yabancı. Ve Sızmışım sisli bir ayetin
iliklerinden koparak ve seni anlatan sureyi sürüyorum gözlerime ve ruhanilerin
sözleri çarpıyor gökten inip cesedime. Karanlıklarım ... ah karanlıklarım...küfrederken
şeytanımın mabedine bir yürüyüşün yaşlanan gözlerinin çürüyüşü gibi kahır
tablosunda duran zihnim, Öylece asmış şakaklarını şizofrenik hatıraların gölgesine.
Karanlıklar diyorum ya ... karanlıklar içinde karanlıklar. Bitmez mi...?
yetmez mi...? ve geçmez mi...? bu çığlıklar.
Şimdi
bende senin gibi, bir kehanetin yaşamsal senfonisi arasında kirli, lanetli ve
sicilli bozuk şarkıları dinlerken, yüzyılların kulaklarıma doldurdukları ve
uğruna ulu mabetlere kıydıkları bir gönlün yangını ortasında Sıkışmış ve
gölgelenmiş ruhların, bedenlerine sığmayan tabutları gibi , tam arkasında duran
vaizin , gökten inen bir cüzü ile ‘’İşgale uğramış topraklar
gibiyim.’’ Diyorum ya ...! şimdi kentimin
ışıklarını kapatın bu gece. Zira her şey yitip gitti, her şey ölü. Dirilerden
haber yok. Ey yüreğimin zihnini avutan şarkı ...! Ellerinle göğsümüze neden indirmezsin o
beklenen şavkı.
Kentimin ışıklarını kapatın bu gece ‘’
’İşgale uğramış topraklar gibiyim’’ zihnimin damarlarında ölüyor bir bir gündüz
ve gece. Zira bu cihanın en kirli yüzüyüm. Ve ‘’ Çılgınlar gibi dolaşıyor bilici, bağrımdan ulu tanrıyı söküp atabilmek
için’’ ancak çaresizce çırpınıyor zira ben zaten bir ölüyüm. Çıyanlar, çıngıraklı
yılanlar ... ömründe doğruyu bulamamış dillerden dökülen yalanlar. Benden sana,
sen den bana geriye kalanlar … harami bir düzenin meczup pazarından zihnime
abananlar. Çakal sürüsü gibi korkak, ödlek bir et parçası sen misin yüreğinde yüce
ve kadim sırları taşıyan. Yoksa ben miyim karanlıklarına çelik kubbe indirip
Süleymanca taçlandıran.
Bilesin ki beynimin hücrecikleri Kıyamda,
kalbimde rükû, gönlümde secde, Ulu Allah duysun sesimi iblisimin nefesi son kertede.
Zira bilmezsin ve anlamazsın sen “işgale uğramış topraklar gibiyim” her yanım
fallara izleri ve her yanım acı cinnetim, cennetimin toprağından yaratıldı ve
eşkalimin yarası aşk denilen şerbet ile kanatıldı. Şimdi kentimin ışıklarını
kapatın bu gece zira “işgale Uğramış Topraklar gibiyim “Ve Sızmışım sisli bir ayetin iliklerinden koparak ve seni anlatan sureyi
sürüyorum gözlerime ve tapınağımdan göğsüne goncalar yetiştiriyorum ne olursun
artık dokunma kelepçelenmiş makberime.
ERKAM YILDIRIM(SİRUNİ)