M. NÝHAT MALKOÇ

            Ýnsanlarý birbirinden ayýran en önemli olgu kiþiliktir. Kiþilik davranýþ biçimlerinin bütünü ve hayata bakýþ açýsýnýn hareketlere dökülmüþ kalýbýdýr. Kiþiliðin geliþmesinde yaþanýlan toplumun ve ailenin tesiri büyüktür. Okuduklarýmýz ve arkadaþlarýmýz da þahsiyetimizin oluþmasýnda etkilidir. Karmaþýk iliþkilerin ürünüdür kiþilik… Kiþiliðin önemiyle ilgili olarak yaþanmýþ bir hikâye anlatýlýr:

            “Sýnýf, öðrencilerin gürültü patýrtýsýyla sallanýrken sert görünümlü hoca kapýda beliriyor. Ýçeriye kýzgýn bir bakýþ atýp kürsüye geçiyor. Tebeþirle tahtaya kocaman bir ‘1’ rakamý çiziyor. ‘Bakýn’ diyor. ‘Bu kiþiliktir. Hayatta sahip olabileceðiniz en deðerli þey…’ Sonra ‘1’ in yanýna bir ‘0’ koyuyor: ‘Bu baþarýdýr. Baþarýlý bir kiþilik ‘1’ i ‘10’ yapar.’ Bir ‘0’ daha… ‘Bu tecrübedir. ‘10’ iken ‘100’ olursunuz.’ Sýfýrlar böyle uzayýp gidiyor: Yetenek, disiplin, sevgi... Eklenen her yeni ‘0’ ýn kiþiliði 10 kat zenginleþtirdiðini anlatýyor hoca… Sonra eline silgiyi alýp en baþtaki ‘1’ i siliyor. Geriye bir sürü sýfýr kalýyor ve hoca yorumu patlatýyor: ‘Kiþiliðiniz yoksa öbürleri hiçtir.’

            Bu yaþanmýþ anekdotta (hikâyecik) da belirtildiði üzere kiþilik bütün baþarýlarýn önünde yer almasý gereken bir olgudur. Bir insanýn kiþiliði bozuksa onun elde ettiði baþarýlara da ehemmiyet verilmemelidir. Çünkü baþarýlar geçici olduðu halde kiþilik kalýcýdýr. Hafýzalara kazýnan ahlâkî yanlarýmýzdýr. Bu yazýmda sizlere her bakýmdan bir kiþilik abidesi olarak gördüðüm futbolun efendisi Fatih Tekke’den söz edeceðim.

Fatih Tekke, 9 Eylül 1977 tarihinde Trabzon’un Köprübaþý ilçesinde doðdu. Ben de ayný ilçeden olduðum için kendisine büyük sevgim ve sempatim vardýr. Çok erken yaþta Trabzonspor A takýmýna yükselen Fatih Tekke, tecrübesizliði ve sinirli kiþiliði yüzünden Altay’a kiralandý. Altay’da futbol hayatýný sürdürürken ayaðý kýrýldý, fakat genç olduðu için çabuk düzeldi. Trabzonspor’a geri döndüyse de yararlý olamayacaðý düþünülerek Gaziantep’e gönderildi. Buradan 2002–2003 sezonunda Trabzonspor’a geri döndü, bu dönemden itibaren takýmýn en önemli gol silahý oldu ve Trabzonspor’un kaptanlýðýný üstlendi. Takýma katýlmasýyla Trabzonspor bir çýkýþ yakaladý ve iki Türkiye Kupasý’yla birlikte iki lig ikinciliði kazandý. Ayrýca 2004–2005 sezonunda 31 golle gol kralý oldu. Fatih Tekke, Türk Milli Futbol Takýmý formasýný da giymekteydi. Milli Takýmýmýzýn beþ yüzüncü golünü atma þerefi de kendisine nasip oldu. Ýstatistikî açýdan bakýlýnca tarihe not düþtü.

Hem oynadýðý dönemlerde hem de antrenörlük yaptýðý dönemlerde iþine karakterini koyan Fatih Tekke, Trabzon altyapýsýndan yetiþmiþ, yerlinin de yerlisi baþarýlý bir futbolcudur. Tekke, 1995 yýlýnda profesyonelliðe geçerek Trabzonspor A takýmýnda oynamaya baþlamýþtýr. Daha sonra sýrasýyla Altay ve Gaziantep gibi kulüplerde kiralýk futbolcu olarak oynamýþtýr. Ardýndan 7,5 milyon euro gibi astronomik bir ücretle Rusya'nýn Zenit takýmýna transfer olarak yurt dýþýndaki futbol hayatýna ilk adýmýný atmýþtýr.  Tekke, Zenit formasýyla 73 Premier Lig maçýnda 24 gol atmýþtýr. Mart 2010'da yine Rusya Ligi takýmlarýndan Rubin Kazan'la sözleþme imzalamýþtýr. Daha sonra da Beþiktaþ, Ankaragücü ve Orduspor'da oynamýþtýr.

Fatih Tekke’nin hayatý futboldan ibaret deðil… Ailesine çok düþkün olan Fatih, fýrsat buldukça kitap okumayý ihmal etmiyor. Kamplarda dinlenirken bile kitaplarý elinden düþürmüyor. O kendini geliþtiren ve yenileyen bir yapýya sahip… Tarihe oldukça meraklý… Osmanlý tarihini, peygamberlerin hayatýný, sahabe hayatýný, yakýn tarih ile ilgili bir sürü kitap okuduðunu belirtiyor. En güzel hediye olarak kitabý görüyor ve dostlarýnýn kendisine pahalý þeyler deðil, kitap hediye etmesini istiyor. Yazdýklarýna çok inandýðý isimlerin baþýnda ise Ahmet Kabaklý ile Necip Fazýl Kýsakürek geliyor. Bunun yanýnda Oktay Sinanoðlu ve Soner Yalçýn’ýn kitaplarýný da okuyor. Kendisine kitaplarýn penceresinden baktýðýmýzda futbolcularda ender görülen bir okuma aþkýyla dolu olduðunu görüyoruz.

Trabzonspor’un yetiþtirdiði bu deðerli futbolcu, inanç bakýmýndan da bizim özelliklerimizi fazlasýyla taþýyor. Çünkü o her þeyden evvel çok inançlý ve vatansever bir yapýya sahiptir. Ýbadetlerini iyi bir Müslüman imajýnýn gerektirdiði þekilde yerine getiriyor. Ýyi bir evlat ve iyi bir aile babasýdýr.  Düzenli bir aile yaþantýsý vardýr. Çok gayretli ve azimli bir yapýya sahiptir. Bugün zirvedeyse bunu bu karakteristik özelliklerine borçludur.

Fatih Tekke, bu þehrin(Trabzon’un) evladý olduðu için hep takýmýnýn menfaatlerini ön planda düþündü. Bunu son transferinde de bizzat gördük. Deðiþik dünya takýmlarý tarafýndan istenmesine raðmen takýmýna en büyük maddî katký saðlayan bir Rus takýmýna, Zenit. St. Petersburg’a transfer oldu. Bu transfer neticesinde Trabzonspor’a yedi buçuk milyon euro(yuro) gibi astronomik bir para girdisi saðladý. Oysa Zenit takýmý dünya sýralamalarýnda pek de olmayan bir takýmdý. Bu takým Fatih’e fazla bir deðer katamazdý. Fakat o, bugüne kadar (o zaman için söylüyorum) bir Türk  futbolcusuna verilen en büyük transfer ücretini eski takýmýna kazandýrdý. Bu para Trabzonspor’un canlanmasýna ve maddî açýdan rahatlamasýna sebep oldu. Kaptan Fatih yine yapacaðýný yaptý ve giderayak gemisini kurtardý.

Trabzonspor'da bir dönem gol kralý da olan Fatih Tekke, Rusya’da Türk futbolunu en iyi þekilde temsil etti. Avrupa futbolunun en büyük kupalarýný  kaldýrdý. Takým olarak Avrupa Þampiyonu oldular.  O yýllarda Tekke, Zenit St. Petersburg takýmýnda gollerini sýralýyordu.

Trabzon'un öz evlâdý olan Fatih Tekke futbolu býraktýktan sonra köþesine çekilmedi, futboldan  kopmadý, teknik direktörlük hayatýna atýldý. Bu iþi yapmak için gerekli olan UEFA Pro Lisans belgesini aldý. Türkiye A2 takýmýyla baþlayan teknik direktörlük serüveni sýrasýyla Kayseri Erciyes, Bolu, Manisa, Denizli, Ýstanbul, Bursa ve Alanya takýmlarýnda devam etti.

Kendisi de bu topraklarýn çocuðu olan Fatih Tekke her nereye gitse Trabzonlu ve Trabzonsporlu olduðunu büyük bir gururla dile getirdi. Hedefinin bir gün Trabzonspor'u çalýþtýrmak olduðunu belirtti. Fakat o gün bugündür Trabzonspor'da onlarca teknik direktör deðiþikliði olsa da Fatih Tekke, teknik direktörlükte yeterince olgunlaþmadýðý gerekçesiyle Trabzonspor'un teknik patronluðuna getirilmedi. Bunu söyleyenler aslýnda Fatih Tekke'yi koruma içgüdüsüyle de hareket ettiler. Zira Fatih Tekke'nin yanlýþ zamanda ve takým olarak eksik bir Trabzonspor takýmýnýn baþýna getirilmesi onun kredisini çabuk bitirirdi.

Trabzonspor'u 38 sene sonra þampiyon yapan Abdullah Avcý'nýn bu yýl Avrupa'da hiçbir varlýk gösteremeden çok erken elenmesi ve bunun neticesi olarak teknik direktörlükten alýnmasý sonrasýnda yine Fatih Tekke ismi ortalýkta dolaþmaya baþladý. Fakat Tekke'nin Trabzonspor'un teknik direktörlüðüne getirilmesi hususunda  her zaman olduðu gibi yine taraftarlarda ve yönetim kurulunda "Getirilsin. Çünkü artýk hocalýkta deneyim kazandý." ve "Getirilmesin. Henüz böyle büyük takýmda hoca olmaya hazýr deðil." diye iki ayrý grup oluþtu. Bu gruplarýn gerekçeleri deðiþik platformlarda masaya yatýrýlarak tartýþýldý.

Neticede Fatih Tekke, çocukluðundan beri hayalini kurduðu Trabzonspor Teknik Direktörlüðü koltuðuna oturtulmadý. Trabzonspor'un baþýna getirilseydi bir anlamda tabir caizse ateþten bir gömlek giyecekti. Öncelikle Trabzonspor'un baþýna geçme isteðinden ve cesaretinden dolayý kendisini tebrik ediyorum. Zira bu bir çeþit meydan okumaydý. Bu, tavan yapan bir özgüvenin dýþavurumuydu. Ge(tiri)lseydi onu çok zor ve çetrefilli bir süreç bekliyor olacaktý. Çünkü bizim taraftarýmýz farklý coðrafyalardan ve kültürlerden gelen teknik direktörlere tahammül ettiði kadar kendi coðrafyasýndan ve kültüründen gelen Fatih Tekke gibi öz evlatlarýna tahammül etmez. En küçük bir baþarýsýzlýkta onu kýsa zamanda itibarsýzlaþtýrýr. Bu bir hoca için sonun baþlangýcýdýr. Keþke'lerin baþladýðý yerdir.

Altyapýsýndan, kupalar kaldýrdýðý A takýmýna kadar Trabzonspor'a büyük hizmetlerde bulunan ve bu takýma olan aidiyet duygularýný her ortamda dile getiren Fatih Tekke'ye yanlýþ yapýldý. Önce Fatih Tekke'ye Trabzonspor Teknik Direktörlüðü için söz verildi. Bir kýsým güç odaklarý devreye girince bu sözden bir anda cayýlarak Þenol Güneþ'le anlaþýldý. Bu ne insanî ne de etik bir davranýþtý. Bu samimiyetsiz davranýþ Fatih Tekke'yi küçültmez ama hiç yakýþmadý. Onun da bir gururu var, onun da bir itibarý var. Bu hiç mi hesaba katýlmadý?

Yaþananlar þýk olmasa da, gelinen noktada, sabýrsýzlýkta üstüne rakip tanýmayan taraftarýmýzýn bu sene yeni teknik direktör Þenol Güneþ'e kayýtsýz þartsýz destek olmasý gerekir. Zira baþarý bir anda gelmez. Bu bir plan ve süreç iþidir. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beþiktaþ gibi dev kulüplerle yarýþmak, onlarýn önüne geçmek bugünkü þartlarda hiç de kolay bir iþ deðildir. Geleceðe dair baþarý hedeflerini zamana yaymak ve hocanýn arkasýnda durmak gerekir. Aksi halde biri gelir, biri gider. Fakat gelen gideni aratýr. Kulübün paralarý çöpe gider, borçlar artar. Sezon sonunda hayaller suya düþer. O zaman da her zamanki gibi "Ben nerde yanlýþ yaptým?" türküsünü terennüm ederiz. Þenol Güneþ hocamýza baþarýlar diliyorum.