Ben bir çınar
arzulardım
Vakur duruşlu dimdik
Soluklanmak için
dalında duraklardım
Söğütmüş meğer dalından,
Yeryüzüne yuvarlandım.
Çağlarca vurulduğum
yaralarımdan,
İstedim sarılıp
sarmalanmak
Uyanıp dalların çatırtılarından,
Yara aldım bin yerimden
acınmayarak
Bir okyanus kadar
berrak, uçsuz
Gökyüzü misali yüce,
heybetli
Kıymeti olacak onun
bende zimmetli
Bir düşle süsledim
gecelerimi
Boğuldum düşlediğim
yüzmeyi serin sularda
Üşüdüm,
Derinlerinin ayazında.
Peki ben şimdi kime, nasıl
güvenirim?
O çınarı yeniden
düşleyebilir miyim?
Nasıl konarım
dallarına,
Yerimi orada bulabilir
miyim?
Her yakama iğnelenmiş
incecik bir ağrı
Yaşımdan epeyce ağırbaşlı
Nasibimde olmayanların
bu amansız uğraşı,
Yorgunluğumun asıl
mimarı.
Gülü uğruna göze
aldığım dikenler
Deşti bağrımı bin
yerimden
Ne varabildim güle
Ne sarabildim yaramı
Ne yazık ki nihayetim
Gül de kurudu
Gül de soldu.
Şimdi keşkelerden bir
taç tepeme
İyi kilerin yüzüğü
yerine elime
Yaprak yaprak döküldüm,
Sevilmediğim üstelik düçar kaldığım ihanetine
Sonra güz beni yele verdi
Yel beni aldı sürükleye sürükleye
Geldim tenha ıssız bir eve
Gözüm kulağım tüm
uzuvlarım şaştı
Bu mesele selvi boyumu
aştı
Ne ne olduğumun
bilincindeyim
Ne de ne olacağımdan
haberli
Allah’ım ismimle müsemma
müjdele beni
Yoruluyorum.
Çok yoruluyorum.
Büşra KANKURT
13.10.2024
01.33