Sabah mahmuru çay kaşıkları yataklanmış odalarda...Bir belki var sanki çöreklenen anda...Ve son sözler kulağa küpe...Biri senin, biri benim kulağımda.
Ben hep seni yazdım
Okunmaz mürekkeple ta içime
Çivi yazısı bu şiir, tüy dökümü kalemin
Buz buharı, güz tozu
Dilsiz alfabesisin şimdi mısralarımda
Sözü yoruyoruz durmadan
Yok satan acabalarım gibisin Bellisima
Bir tuhaflık var havalarımızda
Bölünmüş ekmek gibiyiz
Sultan sofrasında
Can suyunu kurutuyoruz yarının
Kurşuni gecelerde
Şiirlerse birer iç kanama
Üfleyip duruyor rüzgârın sıkıntısı
Ağaç yaprak döküyor
Bulut su omzumda
Çöl bilemeyen kum gibiyim
Deniz görememiş dalga
Dünün sızısıyım
Günün tasası Bellisima
Hüznün avurdu çökük
Zaman semazen
Yalan söylüyorum
Nasılsın diye sorduğunda
Dün ile yarının ki köşe kapmaca
Yalnızlık kırk kilit sevda kapısına
Dert olan, derman olur mu ki
Ayrılık bunun arkası galiba
Alt, üst dişler gibiydik hani,
Ağzımız da birdi ya
Kendini gönder bana
Saklansın diye arkamıza
Mümkünüz aslında hala Bellisima
Rast/ gelelim istersen iki nakarat gibi
Porteler küser mi notasına
Saksının altında hala aşk...Gireceksen içerime
Suadiyekasımikibinyirmidört
Demir mutlugil
Yazarın
Önceki Yazısı