yer değiştirebiliyormuşuz zamanda
ben,seni almışım yanıma
gençmişiz...sevdalıymışız
ayaklarımız yere basmıyormuş
bulutlarda yaşıyormuşuz,mutluymuşuz
yaşlı bir çınarın
gölgesine uzanmışız Kandilli iskelesinde
İstanbul'luymuşuz...
masal bu ya!
gün ağarırken sadaabat da
Nedim şiirler söylüyormuş
bülbüller şakırken korulukta
lavanta kokulu
mendilini düşürmüşsün bilerek
öpüp almışım,hayallere dalmışım
sen atlas kumaşlı feracenle
mavi üstüne beyaz puanlı
kaşların rastıklı,gözlerinde sürme
yaşmağından taşan sarı kaküllerinle
ben kaytan bıyıklı rüştüyeli
başımda fesim hafif yana yatırılmış
askeri elbiseli
İki çift beygirli tramvayla
altmış paraya
Galata dan gitmişiz Pera ya
Ferhat gazinosunda
alkış tutmuşuz Eftelya ya
bir başka günü İstanbul'un
Beykoz dan binip pazar kayığına
çala kürek mavi suya
Boğazın altı kıvrımını geçmişiz
Küçüksu da mola verip
Göksu da semaver demlemişiz
Beylerbeyi,Kuzguncuk,Üsküdar'a gitmişiz
masal bu ya!
sen Damalis le selamlaşmışsın kızkulesi'nde
ben ateş yakmışım Leandra ya
sevdalıymışız,yangınlardaymışız
Beyazıt kulesinin,
seksen beşinci metresinde
kırmızı fenerler yanmış.
yedi yangın topu atılmış
masal bu ya!
ben tulumbacı reisiymişim
heeeyyttt diye
bir nara atmışım
'karada aslan,derya da kaplan,dillere destan....'
seni görmüşüm bir masal evinin
kiremit renkli cumbasında
sesim karışmış Arnavut kaldırımlarına
gülmüşsün,göz süzmüşsün
yangın sonrası ardıma düşmüşsün
kimselere gözükmeden
Tarabya da buluşmuşuz
sevdamız dillere destan
Emirgan da lalezar da oturmuşuz
Ruhu gülrenk,Şiraze,Kumaşı aşk
üç laleyi seçmişiz,yüzlercesinden
bir faytondan el sallamışız karşı sahile
Arnavutköy den,Bebek ten
Kandilleri yakmışız Beşiktaş ta
gece boyu el eleymişiz
Karaköy de,Sirkeci de,Kumkapı da
sürmüş masal
bütün İstanbul'a haykırmışız sevdamızı
asayiş berkemal.
masal bu ya!
yeni bir güne uyanmışız
yine güzelmiş Boğaziçi,Adalar
biz yine sevdalıymışız.
bülbül seslerini arıyormuşuz
olmayan koruluklarda.
akasyalar,ıhlamurlar yok olmuş
yokmuş Sadaabat,Göksu
gül bahçeleri,lalezar
İstanbul 'a saygı kaybolmuş