İnsanlık Ağıdı
Bilmezdim okunacak şiirler kaleme alacağımı
Bilmezdim insanın vurdumduymazlığının olacağını
Söyleselerdi bana küçükken savaşlarda ölür diye insanlar
İnanmazdım nasıl öldürür insan insanı
Küçüktüm sevgiyle büyütüldüm,, saygıyı öğrettiler
Kabullenmezdim insanın birbirini aldatacağını
Anlardım her iyilik döner sahibini bulur bir gün
Bilmezdim kötülüklerin kötülerin yanına kâr kalacağını
Söyleselerdi bana intiharıdır derdim insanlığın
Öğretmediler bana hayatta yanlış yapmayı
Halen o duygularla besledim yüreğimin duyumsadığı ne varsa
Halen o karardayım değiştirmedim kalbimdekini
Gelin görün ki birbirimize doğru değiliz
Gelin görün ki ne asalete ihtiyaç duyarız ne adalete
Gelin görün ki aldatma alkış alır, kandıran el üstünde tutulur
Gelin görün ki hak hukuk diyen dışlanır, yabana sayılır
Bir gün elbet bir gün düzelecek insanlar
Ben buna eminim, emin olsun insanlar
Ne aç kalacak ne açıkta kimse
Ne haksızlığa uğrayacak insanlar
Ne ağlayacak çocuklar
Ne boynu bükük kalacak analar
Ben buna iman ettim
Ben buna kanaat getirdim
İnsanlık çıkış kapısını bulmazsa korkarım değişmeyecek dünya
Dünyada yaşayan kim varsa mutlu olmayacak
Oturmuşum yazdıklarım şiir mi diye
Kafiye vezin arar sanat arar kimi dostlar
Benim çığlığım bana döner sessizce
Böyle yaşam olur mu?
Nerede hata yaptık?
Oturmuşum yazmak kolay, yazmak oldukça rahat, kesinlikle öyle
Kaç eve ekmek girmeyecek, kaç evde aş kaynamayacak bu gece
Kaç çocuk ağlayacak, kaç anne hıçkırığını düğümleyecek boğazında
Babalar eli boş gelecek karanlık çökünce evlerine, umutsuzca
Anlatılacak masallarda düğünler ve çocuklar düş kuracak kendilerince
Kırk gün kırk gece düğün olmuş çocuklar, ziyafet sofraları kurulmuş çadırlarda
Kim ne yese hesabı sorulmazmış bu düğünde kesilen koçmuş, koçlarmış
Düşünecek çocuklar kendi içlerinde doyacaklar uyularındaki düğünlerinde
Sabah vakti yine bekleyecek açlık kendilerini
Televizyonlarda mutlu aile tipleri
Sabah kahvaltısında on çeşitten oluşan mönü, kızarmış ekmek, rafadan yumurta
Sofrada çay olacak şeker bitmemişse, ekmek kalmışsa akşamdan, birkaç zeytin
Ben buna isyan etmeyeyim de ne yaparım varsıllar karşısında
Kolum kanadım kırık Rabbim, isyanım kullarınadır sana değil
Ben şair olacağım görmeyeceğim dehşet manzaraları
Aşktan bahsedeceğim, sevgilinin yanağından, dudağından, saçının ipek tellerinden
Bu şiirler bilinsin ki bana göre değil
Bükülemem, kırılırım ancak, yazamam hayalperestliği, anlatamam düşlerin ülkesini
Ben hayatta yaşıyorum en iğrenç manzaraları gün ortasında
Sokak başlarında el açmışsa insanlar
Utanan kapanmışsa evine çaresiz
Ey insanlıktan dem vuran ne kadar sivil toplum kuruluşu varsa geliniz
Hani akşamları aç yatan biri olsa tok yatılmazdı
Hani bölüşürdü kardeşçe insanlar elindeki ekmeği
Bana anlatılanlar doğrudur ve gördüklerimin yansıması hayata yalan
Aksini söyleyen ispatlasın burada ölçü ve mizan
Ne yazarsam ne söylersem incinirim incitirirm
Açlıkla insanlar terbiye edilse ben buna üzülürüm, ölürüm
Kalem bu kırarım sonuçta yazılması istenmiyorsa manzaralarını insanlığın
Ben kendi acımı içime gömer, bakmam arkada kim kalmışsa giderim
Dilimde insanlık ağıdı, manzaraya sebep kimse lanet okur,giderim
(
İnsanlık Ağıdı başlıklı yazı
Ayşegül Ümran tarafından
21.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.