Çırılçıplak gerçekleri giydirdik iyice, o dört gözle bekliyordu ben iki gözle ...Kaç heceydi ki aşk...Ne kalırdı ki bölününce
Yarım segâhın iç çekişinde
Hep üşürdü sanki üstüne titredikce
Beraat ister gibiydi müebbetten
Geç/im sıkıntısındaydı adam
Bil/eyledi kesmeyen gözünü
Aslında önceden söz kesmişlerdi birlikte, adam vermişti bıçağı... Kesip atarsın beni de diye günü gelince...Dikiş tutmuyordu iç kanamalar, kan uyuşmazlığıydı sebep ölüme
Leyla geldi sonra Aslı, Züleyha
Selam ,sabahı da kestiler
Gömlek değiştirme mevsiminde
Devran dönüyordu oynak bir havada
Dünyanın döndüğünü de keşfettiler
Ne sel götürmüştü dünü eliyle
Bir ismi çizerken yaptı yapacağını kadın
Teslimiyetti bu iki eli havada...Kadın uzun yoldu
adamın adımı kısa. Tirattı bu orta oyununda
Elden bırakılmış bir yalnızlıktı
Kanundan kaçan bir ezgiydiler adama
Yine de içeri aldı hepsini
Soyunup dökünürken kırık hava
Isırgan tarlası ,diken bahçesiydi
Koltuk değneği denilen zamanda
Diş fırçasına meraklandı sadece
Neler gelecek diye başına
Geceliğini giyecek yalnızlık birazdan sokulacak koyuna...Uykusuz ayakların salladığı dünü bağlayıp boynuna, baş gömecek yastığa, yataklık alışkanı odada.
suadiyearalıkikibinyirmidört
Demir Mutlugil
(
Ben Hep Böyle Şeyler Yazıyorum Dünü Düşününce başlıklı yazı
DemirMUTLUGİL tarafından
23.12.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.