Ben Hep Böyle Şeyler Yazıyorum Dünü Düşününce

Çırılçıplak gerçekleri giydirdik iyice, o dört gözle bekliyordu ben iki gözle ...Kaç heceydi ki aşk...Ne kalırdı ki bölününce

Karar sesiydi kadın,
Yarım segâhın iç çekişinde
Hep üşürdü sanki üstüne titredikce
Zaman gül böceğiydi
Yarın dünün sebili
Beraat ister gibiydi müebbetten
Açık görüş evinde
Denk değildiler aslında
Aşk denk gelmişti sadece
Geç/im sıkıntısındaydı adam
Bil/eyledi kesmeyen gözünü
Kül benden dedi o yüzden
Örtülecek ateşe
H/içe meyildi bu
Direnmek nafile
Kuş yaptılar dünü yırtıp
Göçe dursunlar diye

Aslında önceden söz kesmişlerdi birlikte, adam vermişti bıçağı... Kesip atarsın beni de diye günü gelince...Dikiş tutmuyordu iç kanamalar, kan uyuşmazlığıydı sebep ölüme

Leyla geldi sonra Aslı, Züleyha
Bir günaydını sildiler
İyi gecelerle birlikte
Selam ,sabahı da kestiler
Gömlek değiştirme mevsiminde
Yaşasın diyordu ya kadın
Yaşıyorlardı işte
Bir eli elde kadının
Kolları onların omzunda
Çifte telli bir sazla,
Eteklerinde ziller
Duygularla oynuyordular
Harmandalında
Devran dönüyordu oynak bir havada
Dünyanın döndüğünü de keşfettiler
Kendi etraflarında
Ne yel üfürmüş
Ne sel götürmüştü dünü eliyle
Bir ismi çizerken yaptı yapacağını kadın
Dudak kalemiyle

Teslimiyetti bu iki eli havada...Kadın uzun yoldu
adamın adımı kısa. Tirattı bu orta oyununda

Elden bırakılmış bir yalnızlıktı
Kanundan kaçan bir ezgiydiler adama
Yine de içeri aldı hepsini
Soyunup dökünürken kırık hava
Isırgan tarlası ,diken bahçesiydi
Her gece gördüğü rüya
Sabahı mecnun çölüydü
Yusuf kuyusu
Artık düş/tü adam
Koltuk değneği denilen zamanda
Anahtarı yoktu bu gamın
Hava da bozuktu iyice
Çokça yağdı gökyüzü
Yeller esip geçti
Esip geçilen yarına
Adam aldırmadı yaşına
Diş fırçasına meraklandı sadece
Neler gelecek diye başına

Geceliğini giyecek yalnızlık birazdan sokulacak koyuna...Uykusuz ayakların salladığı dünü bağlayıp boynuna, baş gömecek yastığa, yataklık alışkanı odada.

suadiyearalıkikibinyirmidört
Demir Mutlugil
( Ben Hep Böyle Şeyler Yazıyorum Dünü Düşününce başlıklı yazı DemirMUTLUGİL tarafından 23.12.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu