Nefsim ihtiyar değil gezip tozmak istiyor
Dayanağı kalmadı diz istiyor bastonum
Bol bol kitap okuyup şiir yazmak istiyor
Yeni yeni yazılmış, söz istiyor bastonum
Seksen doksan az gelir yüz istiyor bastonum
İnce sırat denilen köprüleri geçecek
Ölümsüzlük şerbeti, ab-ı hayat içecek
Uzak yakın demeden gördüğünü seçecek
Kartal gibi bakacak göz istiyor bastonum
Seksen doksan az gelir yüz istiyor bastonum
Geçmişten arta kalan nasırları paklayan
Nasuh bir tövbe ile, kusurları aklayan
Her bastığı toprakta, asırları saklayan
Antika değerinde, iz istiyor bastonum
Seksen doksan az gelir yüz istiyor bastonum
Yemek gördüğü yerde dört elle saldıracak
Çatalla okşamak yok, kaşığı daldıracak
Tepeleri dağları, ortadan kaldıracak
Yokuşlardan sıkıldı düz istiyor bastonum
Seksen doksan az gelir yüz istiyor bastonum
Aspirini bırakıp tutuşunca buz yiyen
Cebine kâr bırakan yakıtını az yiyen
Kilometresi sıfır, dokundukça gaz yiyen
Şehir şehir gezecek hız istiyor bastonum
Seksen doksan az gelir yüz istiyor bastonum
Bastonun çektiğini, ne şark bilir ne mağrip
İnsandır gezmek ister oturmaz garip garip
Damarda kaynayan kan donuk kandan muzdarip
Kumaşı ipek, atlas, bez istiyor bastonum
Seksen doksan az gelir yüz istiyor bastonum
Yanında dostlar ister muhabbeti dengeli
Masa başında olsun üç beş tane kangalı
Bir yanında semaver bir yanında mangalı
Kör nefsi küllenmemiş, köz istiyor bastonum
Seksen doksan az gelir yüz istiyor bastonum
İshak Aras (mihman)
Söke Aydın