Anne Şiirleri

Biz insana, anne babasına en güzel bir biçimde
davranmasını emrettik (Ankebut/8, Lokman/14)
_________________________________________
Uyuyamadım
Hüzünleriyim ben adımlarımın
Hayat bana belki geçmeyen zaman
Anamın duâsı dilime derman
Saadeti değilim bütün varımın
Hüzünleriyim ben adımlarımın
Anam ve gözyaşı uyuyamadım
Gece hep burkulan yara ve sızı
Kimse hissedemez maceramızı
Akşamdan sabaha hüznü yamadım
Anam ve gözyaşı uyuyamadım
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
Anne
Islak solukların vuslat muştusu
Eser burcu burcu öp beni anne
İffet deryasından nergis kokusu
Şükür sağnak sağnak öp beni anne
Vuslat kokusunun şuh ahengiyle
Ölümsüz güftenin ana rengiyle
Sen bebek bakışlım sen solmayan gül
Sende cennet anne buyurdu Resûl
Düşündüm sabrını bu ne tahammül
Sabır üfül üfül öp beni anne
Belki de bir mücrim bahtı karayım
Azıcık nefeslen yüzüm süreyim
Her seher yüzünde nur hilallenir
Efkârlı nağmende şefkat tüllenir
Fecir şaha kalkar sema güllenir
Zikir perde perde öp beni anne
Duâ fersah fersah gelir dengiyle
Annelik hakkıyla kul mihengiyle
Ruhumun bahçesi gönlümün gülü
Hakk’ın emaneti sevdamın tülü
Yaşmağı zümrütten vefa örtülü
Tekbir beste beste öp beni anne
Titrek bakışınla dur yalvarayım
Bin sırtıma anne O’na varayım
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
Korkuyorum Ana
Çoraplarını giydiriyorum cennetliklerine
gözlüklerini ilaçlarını terliklerini
asıyorum kuyumcunun
eşantiyon çantasına
Kâr etmiyor ne söylesem anama
gözleri solgun bakışı ağlamaklı
duvarlar tutacağı omuzum bastonu
öylesine yürüyor
tevekküle yaslanarak
Yüzünü yüzüme dikiyor bulut gibi arada
ıslatıyor duygularımı ve
usulca kaçıyorum
gözlerinden
Anam böyle miydi hâlbuki
kaybolabilsem yüreğinde alabildiğince
âh anam hislerimin
cankurtaranı hadis-i şerifin
müjdeli ziyneti
Sen hüzünlerimin gül kokan yamacı
dilim varmıyor ötesine bebek bakışlım, duâ pınarım
korkuyorum ana âniden hoşçakal diyeceğinden
seccadenin öksüzlüğü korkutuyor
yokluğundan korkuyorum
anam
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
Anamın Gözyaşları
Seksenlik gücenişi titretiyor bu sefer
Tespihin taneleri ebâbil’in taşları
Kimse takdir edemez sabrı Eyüp’ten beter
Döner evin içinde kavrulur gözyaşları
Yorgun ıstırapları suskunluğuna yazdım
Dertli yazgılarıyla itidalden ayrılmaz
İhtiyarlık içinde kalbi koruyamazdım
Mütevâzı yakarış müstâkimden ayrılmaz
Sükûnetle bakıştık takva tevekkülü tam
Yaş vardı yaşmağında tertemiz hakikatli
Hayatımın lambası yumuşak huylu anam
Bir şeyler söylüyordu derin sözler rikkatli
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
Kadın
Rikkat ana evlat bacı sırdaş yâr
“Gelincik çiçeği” müjdeye mazhar
Şefkat hazinesi iffet setidir
“Kadınlar Allah’ın emanetidir”
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
Efem
Bebek kokusuyla bakıyor annem
Efsunlu gözlerle bir şeyler sordu
Gül kokan tespihi yanakları nem
Sükuta sığınıp hû hû diyordu
Malum hüzünlerim annemden nişan
Derin bir âh çekti dağları aşan
Annem hep hisseder ben hep perişan
Kederli bir ömür şükrüyle hürdü
Babamı sormayın hafızdır efem
Kur’ânsız bir günü vardır diyemem
Nasihati niyaz ifadesi dem
O bir yıkılmaz dağ sonsuz diyardı
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
Ana
Bir şiir yazdım ana bir de seni düşündüm
Uzun barak havası aşkın kalbini delen
Çığlık yaka yakaya bağırdıkça bağırdım
Ben neden böyle ana neden böyle ben halen
Bir şiir yazdım ana birde seni düşündüm
Çığlık yaka yakaya bağırdıkça bağırdım
Hangi karanlıklarda kirli yüzler hoş durur
Körlerin aynasında oldum atsız kahraman
Şu şair sokağına şiir beni koşturur
Oysa elimde kalan bir çürük tahtırevan
Hangi karanlıklarda kirli yüzler hoş durur
Şu şair sokağına şiir beni koşturur
Hem bana bakma öyle sözlerin tutuyorum
Vezin yıkık söz bozuk yürüyorum kendimce
Ana ömrüne gurban sanma unutuyorum
Yaşmağın öpüyorum hayalime gelince
Hem bana bakma öyle sözlerin tutuyorum
Ana ömrüne gurban sanma unutuyorum
Kevser’den gözyaşları yüzü cennete benzer
Üzüntüsü gül kokar anam bir bebek gibi
Bakışları inşirah hüznü cennete benzer
Şefkati dokunuşu narin kelebek gibi
Yakarış gözyaşları yüzü cennete benzer
Bakışları inşirah hüznü cennete benzer
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
Ana Sensin
Hıçkırıklarımın sebebi sensin
Bendeki leylâ sen Aslı’da sensin
Kapıldım poyraza ne dense densin
Yemyeşil yayla sen süslü de sensin
Sen şefkat pınarım dinmez türkümsün
İdrakte pervazım şuûr hırkamsın
Kokun cennet tadı ziynet farkımsın
Ölümsüz sevda sen yaslı da sensin
Seninle her zaman senin hiçinde
Körkütük gibiyim başka biçimde
Kaybetmek tek korkum azap içimde
En büyük varım sen misli de sensin
Bendeki ağrılar sende hep yara
Cennet gölge oldu senli dallara
Uzat ayakların vuslattır yâr’e
Mis kokan hüzün sen hislide sensin
Duâ ötesini kimse bilemez
Senli yazgılarım sensiz gülemez
Aşkım sen sevgi sen sensiz olamaz
En nezih âhenk sen faslı da sensin
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
İhtiyarlıklar
Gençlik süslü hiledir
Ölüme hamiledir
Ölmez denen varlıklar
Nurlu ihtiyarlıklar
Gezişleri duâ nur
Ne sevimli bir huzur
Efsunlu buğu buğu
Şu anamın soluğu
Duygulandım bin bir renk
Babamda aynı âhenk
Gam kasavet unuttum
Öptüm elinden tuttum
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
Anam
Anla hüsnü niyetle
Her can muhtaç anaya
Kucakladım ümitle
Sığındım o manaya
“Ana gibi yar olmaz”
Niçin, sonsuz aşk gerek
Onsuz cennet verilmez
Üç beş göz yaş dökerek
Hoş eyle der yaradan
El ele ve diz dize
Cürmüm çıkar aradan
Bırakma nefsimize
Anam yüzü masmavi
Renk renk Firdevs bestesi
Yürüyen nur semavi
Anam aşkın kubbesi
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
Anne Yâr
Hep alnın beş olsun dediyse annem
Deymeyin keyfime efsun boyu hem
Kimse ulaşamaz ondaki aşka
Anne zor sevdadır anne bambaşka
Amelin hûş olsun dediyse annem
Vuslattaki sevda çaylardaki dem
Melekler düşemez ondaki aşka
Anne mor sevdadır anne bambaşka
Gözünde yaş olsun dediyse annem
Duâ fısıltısı kırışıklar nem
İdrâk yetişemez ondaki aşka
Anne nur sevdadır anne bambaşka
Helâlı hoş olsun dediyse annem
Duydum duyanlara yoktur cehennem
Mecnun leylâ denmez ondaki aşka
Anne yâr sevdadır anne bambaşka
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
Okşa
Ah annecik ah anam
Öldürecek bu sancı
Sarıl nurlu bir tanem
Öp zor günüm ilacı
Gözyaşın çiğ tanesi
Duanın çığlık sesi
Sabrın çilehanesi
Bakışların ne acı
Gün ateş-i sûzan der
Tevekkül say kaç eder
Oğulcuğun derbeder
Okşa başımın tacı
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
Gördüm ki tek sadık yârendir ana
Güftesi renk verir iki cihana.
Micingirt
_________________________________________
Anam
Hak rızası kalbimdeki tek tasa
Biri gelip günahıma ağlasa
Cennet bize bilmem helâl olur mu
Anaların duaları olmasa
Son güzü karakış ilaçların nem
Ne kadar gözyaşı defnetti annem
Bakışları titrek yaşı silerken
Acımasızların canı cehennem
Şefkat pınarım o dinmez türküm o
İmgesi şiirin şuur hırkam o
Ölümsüz sevdadır bütün anneler
O hem aşkın t/adı ziynet farkım o
Medine kokusu annemin eli
Efkârla öperim o cennet gülü
Öperim her daim geçer efkârım
Ruhum cennet olur Firdevs örgülü
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
Ah
Seni kime anlatsam, kim ne anlar âh ana
Öksüz yığınlar hasret şefkat pişen tavana
İnsanlığın içinde, yeri dolmayacak yâr
Marifet kokusunu fark edenler bahtiyar
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
Bizim Kadınlar
Bir başak gibi rengârenk fasıl fasıl
tılsım gibi yüreklere hükmeden
öfkesiz mahzun şefkat pınarı ve aşk inkılâbı
erzurum’da nene hatun yanık kışlada kara fatma
yağmur gibi çisil çisil mücahit yüreklere
Mecnuna leylâ yuvaya eş katığıma aş
elâ maviliklerde hüzün iyi günlere yâren
ağu günlere derman huzurun risalesi
yâr bitimsiz sevda yuvanın pusulası
Ar’da demlenen iffette ıslanan ötenin ahengiyle
bakışları kusursuz kutsalların fevkinde
sadakatten sırması cennetin anahtarı
nezâfet medeniyeti ve " gelincik çiçeği"
bizim kadınlar
Kalbim karım varım yârim gözyaşlarım çığlıklarım
gözleri mühürlüm dinmeyen sızım eskimez kavgam
ambarda eleğim sırtımda yeleğim firdevs’te meleğim
elim yüzüm gülüşüm baharım kışım yazım
ümidim öfkem çoğum azım kızım annem kardeşim
alın yazım duâ pınarım sırdaşım sevgilim
yârdaşım hep bir yanım
Bir de kadınlar var ki bakışları umutsuzluk
tarlada işçi yuvada aşçı sırtında sopa
karnında sıpa küfeler dolusu dert yüklü
ne yavuklu diyeni ne ahbabı ne yâreni
varoşlarda nedametli burjuvada pek heybetli
caddelerde ağlamaklı şafakta namlu gibi
yetiş anam nidâsı
ve peşinde haydutlar
Ah güzelim kadınlar ibrişimden zümrütten
kimi iffetten şalvar kimi yemeni giyer
Şefkatiyle yıkayan duasıyla bezeyen
gâh yaşmaklı anadır gâh isimsiz kahraman
bizim kadınlar.
Ömer Ekinci Micingirt
_________________________________________
İBRETLİK DİYALOG - BABA İLE OĞUL
"Baba : Evladım seni çok göresim geldi, nerelerdesin?
Evlat : Baba çok işim var..
—–
Baba : Evladım seni arıyorum, ama ulaşamıyorum.
Evlat : Baba toplantılarım var.
—–
Baba : Evladım seni bugün yemeğe bekliyoruz.
Evlat : Baba arkadaşlarla önceden yaptığımız bir program var.
—–
Baba : Evladım bir sesini duyayım dedim.
Evlat : Babacığım şimdi kapatmak zorundayım, ben seni ararım.
—–
Baba : Evladım seni ne zaman göreceğiz?
Evlat : Baba çok işim var, bir ara uğrarım.
—–
Baba : Evladım dün gece rüyalarıma girdin, iyi misin?
Evlat : İyiyim baba iyiyim.. Şimdi araba kullanıyorum, seni sonra ararım..
—–
Baba : Evladım ne zaman arasam işin var, yoğunsun, seni çok özledim, ne zaman görüşeceğiz?
Evlat : OF BABA YAAA!!!
Bir zaman sonra evlat babasına telefon eder… Telefonu açan babasının komşusudur
Evlat : Babamla görüşeceğim, çok işim var, gelemeyeceğimi söyleyecektim..
Komşu : Babanız dün gece vefat etti, son sözleri de “Evladım şimdi iş toplantısındadır, onu rahatsız etmeyin, beni toprağa siz verin” oldu!..."
Bu duruma Mevla bizleri düşürmesin kardeşler...
_________________________________________
Baba
Seninle yedi iklim sevdalar kuşanırım
Seninle uykularım seninle uyanırım
Rüyalarda Micingirt’in dağlarına kar yağar
Yaylalara göç başlar bahar yeniden doğar
Şiirlere sığmaz ki o günler rüyâ baba
Depreşti kederlerim düştüm hayhuya baba
Seni arar Şeremet Çermesu sana ağlar
Nerede yorgun mâzi akar beynime çağlar
Sensin benim kandilim sen ışığım lambamsın
Micingirt’in hafızı yorgun çınar babamsın
Değirmen heybe tarla öksüz sensiz kimsesiz
Ne artık Hacı Hedis Osman Semih ne de biz
Çaresizlik bendeki hasret sesi yaz ha yaz
Sen varsın eski toprak sakalların bembeyaz
Ya uğurlayan dostlar makber İnkaya baba
Bulutlandı gözlerim döndüm sılâya baba
Seherde aşk duyulur öptüm şükrettim baba
Aşk serptin fecirlere sen hep zikrettin baba
Kırat sesi geliyor Hira doluyum yine
Metanetin dokunur vâktimin en yerine
Ayrılık bana mahşer kaygılarım depreşir
Endişeler sürükler umud senle yeşerir
Sen bükülmez sadakat sıddıkiyetler serdin
Telkin ederdin hakkı hakikatti hep derdin
Göğe yükselen duam gönlümde hep şadımsın
Gülüşüme bereket gözyaşım feryadımsın
Kalbi duâ pınarım sen efsunlu siperim
Benim can babacığım ellerinden öperim
Babam Hacı Coşkun Ekinci’nin ellerinden öper tüm babalara hürmetlerimi sunar, ölenlere rahmet dilerim.
Ömer Ekinci Micingirt
(
Anne Şiirleri başlıklı yazı
ÖE.Micingirt tarafından
5.03.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.