Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 17.03.2025
Okunma Sayısı : 41
Yorum Sayısı : 0
Dini anlamda doğru bir yönelimin, bir toplumun manevi temellerini sağlamlaştırma açısından büyük önemi vardır. İslam dininde, doğru yolun gösterilmesi ve doğru bir inanç sistemi oluşturulması için tek kaynak, şüphesiz Kur’an-ı Kerim’dir. Ancak, tarihsel süreçte farklı düşünsel yaklaşımlar ve kaynaklar, Kur’an’ın öngördüğü saf ve temel mesajı zaman zaman gölgelemeye ve değiştirmeye çalışmıştır. 
Kur’an, İslam dininin tek kaynağıdır. Allah tarafından gönderilen bu kutsal kitap, insanlara doğru yolu göstermek için indirilmiştir. Kur’an’da Allah, dinin her yönünü açıklamış ve insanlara sorumluluklarını belirtmiştir. Yasin Suresi'nin 4. 5. ve 6. ayetlerinde, "Dosdoğru bir yol üzerindesin sonsuz merhamet sahibi yüce olanın indirdiği babaları uyarılmamış bu yüzden gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için. " ifadeleriyle, Kur’an’ın insanları doğru yola iletecek tek doğru kaynak olduğu vurgulanmaktadır. Bu ifadeler, Kur’an’ın evrensel bir mesaj taşıdığını ve insanları karanlıklardan aydınlığa çıkaran bir rehber olduğunu belirtir.
Kur’an’ın bir başka sıfatı da "mübin"dir. Mübin, "apaçık, açıkça gösteren" anlamına gelir. Yasin Suresi 69. ayetinde de bu ifade yer almakta olup, "Ona şiir öğretmedik ve bu ona uygun olmaz hayır O sadece bir öğüt ve apaçık Kur'an'dır." şeklinde vurgulanmıştır. Kur’an’ın apaçık olduğu belirtilerek, her türlü yanlış anlamanın veya belirsizliğin önüne geçilmek istenmiştir. Allah, bizlere yalnızca Kur’an’ı öğüt ve rehber olarak göndermiştir. Kur’an dışında başka bir kaynağa ihtiyaç duyulması gerektiği fikri, bu ayetlerle çelişir.
Kur’an dışında hadisler ve mezhepler de dinin kaynağı olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Ancak bu durum, Kur’an’ın otoritesini zayıflatmıştır. Hadisler, özellikle dini kurallar ve uygulamalar konusunda, Kur’an’a ters düşmektedir. Bazı hadislere ve mezheplere dayanan uygulamalar, Kur’an’ın bildirdiği hükümlerle çelişmektedir. Örneğin, kadının tek başına seyahat etmesi ile ilgili bir yasak, Kur’an’da yer almazken, bazı hadislerde bu konuda bir kısıtlama getirilmiştir. Ancak Kur’an, kadınların özgür iradelerine ve seyahatlerine dair herhangi bir yasak koymaz. Bu tür hadislere dayanarak yapılan dini açıklamalar, Kur’an’ın temel mesajını saptırmakta ve dine yeni ilaveler yapılmasına yol açmaktadır. Maide Suresi 49. ayetinde şöyle denilmektedir: "Ve aralarında Tanrı'nın indirdiği ile hükmet onların arzularına uyma Tanrı'nın sana indirdiğinin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın. Eğer dönerlerse bil ki şüphesiz Tanrı bazı günahları yüzünden onları felakete uğratmak istiyor. Ve şüphesiz insanlardan çoğu yoldan çıkmışlardır. " Buradan da anlaşılacağı üzere, her türlü dini hüküm, yalnızca Allah tarafından indirilmiş olan Kitaba dayandırılmalıdır.
Kur’an, tüm dini hükümleri kapsayan tek kaynaktır. Kuran dışında kaynaklara dayanan görüşlerin, dini temelleri sağlam değildir. Ayrıca, bazı hadisler ve mezhepler sebebiyle, Kuran’a olmayan ilaveler eklenmiş ve bunun sonucunda Kuran’ın otoritesini zayıflatan bir din anlayışı ortaya çıkmıştır. Bu süreçte, hadislerin ve mezhep görüşlerinin Kur’an’a ters düşmesi, İslam’ın saf ve gerçek öğretisini gölgelemiştir.
Allah, Kuran’ı tüm insanlığa bir öğüt ve rehber olarak göndermiştir. Yunus Suresi 15. ayetinde, "Bize kavuşmayı ummayanlara ayetlerimiz apaçık bir şekilde okunduğunda bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir derler. De ki: Benim kendi tarafımdan onu değiştirmem söz konusu olamaz. Ben ancak bana vahyedilene uyuyorum. Ben Rabbime karşı gelirsem büyük günün azabından korkarım." denilmektedir. Nebimiz Muhammed’in görevi, sadece Allah’ın vahyi olan Kur’an’ı insanlara tebliğ etmek olarak tanımlanmıştır. Nebimiz Muhammed, Kuran dışında herhangi bir kaynağa dayalı hüküm verme yetkisine sahip değildir.
Kur’an, insanlara dini öğretirken hiçbir şekilde eksik bırakılmamıştır. Kuran, Allah’ın elçisi tarafından insanlara iletilen en son ve en açık rehberdir. Bu nedenle, Kur’an’a dayanarak dinimizi doğru şekilde öğrenebiliriz. Allah, Kuran’ın her yönüyle açık ve anlaşılır olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, Kuran’ın dışındaki yorumlar ve uygulamalar, insanlar tarafından dine eklenen kişisel tercihler ve tarihsel süreçlerin ürünüdür.
Sonuç olarak, dinin kaynağı olarak Kur’an yeterlidir ve tek başına insanlara doğru yolu göstermek için her türlü detayı içermektedir. Hadisler ve mezhepler, zamanla dinin temel kaynakları olarak kabul edilse de, Kuran’ın sunduğu öğretiyi saptırmakta ve eksik veya yanlış bir anlayışa yol açmaktadır. İslam, Kuran’ın özlü ve net mesajıyla şekillenen bir dindir. Bu nedenle, dinin doğru bir şekilde anlaşılması ve uygulanması için tek kaynak, Kuran olmalıdır. Hadislerin ve mezheplerin dini hükümler konusunda Kur’an’la çelişen yorumlarından kaçınılmalıdır. Kuran, her zaman en güvenilir ve doğru kaynaktır.
( Kuran Ve Hadis Dinin Kaynağı Ve Uygulama Alanı Üzerine Bir İnceleme başlıklı yazı muhammed-ridvan-kaya tarafından 17.03.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu