``Alo,diyordu uzaklardan cebime düşen ses,ürkek biraz da titrekti yılların yorgunluğu da cabası.
Yaylada hamağıma uzanmış esen rüzgarın serinliğiyle kendimden geçmişken gıdıklıyordu sanki telefonum.Uyardı beni daldığım düşünce deryasından çekip alırken.Genellikle bu saatlerde yalnızlığı seçerdim,aslında adına yalnızlık denirse...Bir çok zamanlar ve dostlarla beraber olurdum o sallanan dünyamda.İşte yine Erzuruma gitmiş pekçoğunun yüzlerini bile unuttuğum dostlarla Cumhuriyette geziniyoruz.Yurtlardan yürüyerek gelirdik çoğu zamanlar parasızlık sebebiyle...Hep merak ederdim şehrin girişindeki üç kazıklar dediğimiz anıtın neden niçin dikildiğini.Gerçi bir takım rivayetler varsa da öğrenci kaynaklı anlatılan...Hiç de hoş değildi.

Sonra askeri garnizonun yanından geçerdik postahaneye ulaşıncaya kadar .Cumhuriyet Erzurumun gezilecek renkli tek mahallesiydi belki de o yıllarda.Bütün üniversite öğrencilerinin gezdiği nefes aldığı yerlerden biriydi.
Bu semti güzel kılan sinemanın kafenin ve pastahanelerin ve en lüküs lokantanın``MÜLEN RUJ``burda kümelenmiş olmasıydı.

Çoğu zaman bu gezilerimizde gardaşım ilyas da bulunurdu ya da birlikte yapardık bu kafa dağıtma nefes alma oltalarını,gezilerini.İsyanlarımız vardı dünyanın gidişatı ve Türk dünyasının içinde bulunduğu ahvalle ilgili.Türkçü kimliğimiz depreşir pize yumruk atardık çoğu kez.Hayli de sempatizanı vardı bu duyguların nerdeyse grup kuracak kadar.

Kimler yoktu ki,Alp dede diye isimlendirdiğimiz bu fikrin önemli isimlerinden Alparslan,Şaman diye isimlendirdiğimiz Bilal,Gökçen,Almula, Ayzıt...daha nicesi.Bizler de birer uç beyi...Yine toplanmışız bu dostlarla Elif pastahanesindeçeşitli fikri tartışmalar yapıyoruz .Konumuz derin,S.S.C.B!nin dağılmasını ve dağılmadan sonraki olası gelişmeleri tartışıyoruz.Yıl 1983...Çin diyor Almula...Sonrasında Sarı ırkın hakimiyetini kırmak ve Doğu Türkistanın Gök bayrağına kavuşmasını sağlamak için neler yapabiliriz.Alp dedenin yüzü ekşiyor önce,gürleyen bir ses tonuyla.
``Haklısın,diyor...sonra,Ancak biz yakın gelecekten söz ediyoruz.Tanrı SSCB`nin dağılma sürecini gösterirse orda oluşacak Türk devletleriyle birlikte Turan`ı kurar Kızıl Elmaya birlikte ulaşırız.Onun için hepimiz bugünden bu ülküyü bu ideali Türk çocuklarına ulaştırmalıyız birincil görevimiz bu...``

Herkes pür dikkat Alp dedeyi dinlerken İlyas`ın sesi duyuluyor.``Bunun için romantik Türkçülükten fiili Türkçülüğe geçmeliyiz...Kısaca eylemsel biçimsel ve yaşamsal Türkçülüğü teklif ediyorum``

Önce soğuk bir hava esiyor Erzurum soğuğuna şükür dedirten,sonra yavaş yavaş tüm yoldaşlar fikrini söylüyor konu hakkında...İşte tam söz almış kendi fikrimi beyan edecekken dönüyorum telefonun gıdıklayan sesiyle yaylanın soğuğuna üşümüşüm biraz da...

















( Geçmişe Gidelim Mi ? başlıklı yazı Lütuf VELİ tarafından 30.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu