Bir gün gözlerimi açarsam
Çaresizliğin efkârını bırakıp süruru şevke kanarsam
Zamanın hicranından kurtulup, yalnızlığın girdabından aşkla kaçarsam
Arkama bakmadan, nefesi soldurmadan, hazanı yaşamadan edebe hazla akarsam
Çıkmıyor artık gecenin pası
Dinmiyor ki bir gün berduşun narası, bahtın sancısı
Akıl, kalbe yaslı, irade zafiyet içinde hancı, gün batmış, can kime davacı
Ey meçhulün prangasında ki yolcu, dur bir soluklan, hicranın nağmesi sor kaçıncı
Ne meltemin okşayan hazzı
Ne dalganın dile gelen gamı, yalnızlık sudur ediyor acı
Saçılan şafaklar, tebarüz eden ufuklar, dinmeyen kalbi yangınlar ne sancı
Başağın, ruhumu bekleyen toprağın, katreler hülasasında sağanağın hüznü var mı
Kelebek ömrün payesinde ar
Bilmem ki yüreğimin serencamına niye yağıyor o kar
Mavera için halimde derlediğim ne var, hesabın kutsiyeti neyi aralar yar
Bahşedilen ne varsa, nasibi mucibince arz olunansa, sabrın ulviliği kalbim için ar
Nicedir cemaat asabiyetim var
Köşe kapmaca oyunları, maslahat için sunumları kar
Müntesibi olmak, lafazanlığa boğulmak, hamasete soyunmak elbette ar
Kim nasıl ve ne gerekçeyle kandırır neye yarar, mukallit, akıl için ne büyük zarar
Ey aşkın lütfüne erişen nazar
Niye seslenmezsin, nefesi gizleyerek merakı celbedensin
Kuytu köşelerde, sükûtun her perdesinde, kalbin suskun sesinde, meşksin
Tamburun sesi buğuluyor, neyi üfleyen hıçkırıkla kime ne söylüyor, ut niye ağlıyor
Hüzzam bir eser icra ediliyor
Sine-i melal için ve efkârı zaman içinde kalan ne varsa
Hazan her vakit yanımdaysa, düşlerim dahi kuraksa, çaresiz ağlarım şimdi
Ne firkatin meylinde nefesim, ne eşkâli garip bir bilmeceyim, yalnızlığın hecesiyim
Mustafa CİLASUN