İnsanlık tarihi boyunca, dinî otoriteler toplumların şekillenmesinde ve yönetiminde büyük bir rol oynamıştır. Ancak, bu otoriteler arasında bir kısmı, dini özünden saptırarak kendi çıkarlarını ön planda tutan bir zihniyet geliştirmiştir. Bu zihniyetin temsilcisi olan ruhban sınıfı, İslamî öğretilere aykırı bir şekilde hem dinin özünü kavramaktan uzak kalmış hem de zalim yöneticilere karşı sessiz kalarak adaletsiz düzenlere hizmet etmiştir. Ahzâb Suresi'nin şu ayeti, bu durumu açıkça ortaya koyar:> "Ve Rabbimiz şüphesiz biz büyüklerimize ve ileri gelenlerimize uyduk bizi yoldan saptırdılar dediler .'"(Ahzâb Suresi, 33:67)
Ruhban Sınıfının Özellikleri
1. Geçimlerini Dinden Sağlamaları
Ruhban sınıfı, dini bir gelir kapısı olarak görür. Onlara göre rızık devletten ve halktan gelir. Bu düşünce, onların zalime karşı sessiz kalmalarının temel nedenidir. Kur’an ise rızkın yalnızca Allah’tan geldiğini vurgular:
> "Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki rızkı Tanrı'ya ait olmasın. Onun kalacağı yeri ve muhafaza edileceği yeri bilir. Hepsi apaçık bir kitaptadır." (Hud Suresi, 11:6)
2. Zalim Yöneticilere Sessizlik
Ruhban sınıfı, baskıcı yöneticilere karşı fikrî mücadele vermez, Allah için uyarıda bulunmaz. Hâlbuki Kur’an, zulme sessiz kalmayı şiddetle eleştirir ve adaleti savunmayı emreder:
> "Ey iman edenler! Tanrı için adaleti ayakta tutan şahitler olun kendinizin veya anne ve babanızın ve yakınlarınızın aleyhinde bile olsa." (Nisa Suresi, 4:135)
3. Düzenin Adamı Olmak
Ruhbanlar, düzenin nimetlerinden faydalanarak adaletsiz düzenlere hizmet ederler. İşkembelerini haramla dolduran bu kişiler, toplumu yozlaştırır ve dinin özünü gölgeler. Bu durum, onların Allah’a değil, dünyevî çıkarlarına bağlı olduklarını gösterir.
4. Dini Ritüeller Uydurmak
Allah’ın vahyinde yer almayan ritüelleri topluma dayatan ruhban sınıfı, dini özünden uzaklaştırır. Bu tutum, açık bir sapmadır:
> "Onlar din bilginlerini, din adamlarını ve Meryem oğlu Mesih'i Tanrı'dan ayrı efendiler edindiler. Bir tek Tanrı'ya ibadet etmeleri dışında emredilmemşlerdi. O'nun dışında Tanrı yoktur. O ortak koştukları şeylerden münezzehtir." (Tevbe Suresi, 9:31)
5. Kendilerini İlahlaştırmaları
Ruhban sınıfı, kendilerini halkın duasında Allah ile eşit bir konuma yerleştirir. Hem hayatta hem ölümde yardım talep edilmeyi talep ederler. Bu, açıkça şirk koşmaktır:
> "Şüphesiz Tanrı, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz." (Nisa Suresi, 4:48)
6. Dindarlığı Kılık-Kıyafete İndirmek
Dindarlığı sadece dış görünüşe indirgemek, ruhban sınıfının dine olan yüzeysel bakışını ortaya koyar. Hâlbuki Allah, takvanın kalpte olduğunu vurgular:
Ruhban sınıfı, toplumları yozlaştırmakta ve insanları doğru yoldan saptırmaktadır. Kendilerini Allah ile kul arasında bir aracı olarak görmeleri, halkın dini gerçeklerden uzaklaşmasına neden olur. Bunun sonucu olarak, Allah’ın vahyine dayalı bir hayat yerine, uydurma rivayetler ve hurafelerle dolu bir din anlayışı hâkim olur.
Kur’an, bu zihniyeti sert bir şekilde eleştirir:
> "Ve kim Tanrı'nın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar zalimlerdir." (Maide Suresi, 5:45)
Ruhban sınıfının dini özünden uzaklaştıran bu anlayışı, İslam’ın tevhid inancıyla tamamen çelişmektedir. Allah’ın vahyi, tüm insanlara hitap eden bir rehberdir ve kimsenin bu vahyi tahrif etmeye veya ona eklemeler yapmaya hakkı yoktur. Dünya hayatının imtihanında, bireylerin Allah’a doğrudan yönelmeleri ve O’nun vahyine sıkı sıkıya sarılmaları, hem bireysel hem toplumsal kurtuluşun yegâne yoludur.
(
Ruhban Sınıfının Eleştirisi Dini Özden Uzaklaştıran Yaklaşımlar başlıklı yazı
muhammed-ridvan-kaya tarafından
1.04.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.