Mubah mıydı her şey geçti boğazdan
Her türlü kötü söz çıktı ağızdan
Ne kaldı tendeki o genç yağızdan
Yaslan da geriye düşün hele bir
Kaçınılmaz sondur makber-i kebir
Hırs edip sadece kendin kandırdın
Her fena olguda adın andırdın
Ana yüreğini boşa yandırdın
Değdi mi gözdeki bir damla yaşa
Bak kendinle kendin kaldın baş başa
Kırdın kalemini masum yüreğin
Elbette senin de müphem ereğin
Hesap günü yapar Hak’ta gereğin
O zaman bellidir kim ak kim kara
Ederler senide arsız maskara
Hani nerde kaldı sinsi gülüşün
Maziye bakıp da bir daha düşün
Atide buz tuttu hayalin düşün
Geldi son baharın soldu yaprağın
Sararmış bahçende kuru toprağın
Yalakalar sardı dört bir yanını
Sülük gibi emdi kirli kanını
Sende vereceksin tatlı canını
Geçti, gitti, bitti verilen mühle
Göründü mahşerin yolculuk ahret
(
Makber-i Kebir başlıklı yazı
Eshat tarafından
7/7/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.