Mazruf Mavi
Ağzı
açık unuttuğun bir zarf var yâr...
nağme
olur kalbim.
Durduk yere şimal düşer aklıma
tutamam,
yine gelir kapına seslenirim sana
kem
olur’um.
İstemem
ne ‘gül’ koy ne de gönül
kapa
kapıları ve pencereleri
çek
perdeleri ve umudun perçemini.
bir
nehre atıver anahtarları
yeniden
olur ve tersine akarsa bir gün belki.
Bir
sadakat biçimidir unutmak
susmaksa
affıdır günahların.
Posta
katarları öte tutar daha uzakları.
Ben
saklarım seni yazılmamış mektupların mürekkebinde
ve
adını dilimde.
Esmer
bir rüzgârın suç ortağıdır suretim
her
pusulanın güney’i ve ıs/sızıyım.
Kendi
düşlerime şıvan düşüren
yüzü
güleç bir seyyahım, kapılardan ricad,
hem
bir kusurum, bir de kefaret.
Yokluğunun kuraklığı emziriyorken anıları
yırt mektupları.
tutamam kendimi ve acıları
‘hiçlik zamanlarında’
mazruf mavileri sığdırıp bir zarfa
bir türkü ıslığı ile düşerek yollara
çıkar gelirim.
Gelirim,
eğilir başım,
suç sayarak kendimi,
bu kez taşa ben tutarım kendimi...
Yokluğunun
kuraklığı emziriyorken anıları
kapa
ve yırt mektupları,
tutamam
kendimi ve acıları
‘hiçlik
zamanlarında’ mazruf mavileri sığdırıp bir zarfa
bir
türkü ıslığı gibi düşerek yollara
hiç
kimseliğim ile gelirim.
Gelirim,
eğilir başım.
Suç
sayar,
bu
kez taşa ben tutarım kendimi...
Yazarın