Perseis karanlık ormanda hızla koşmaya devam etti.Arada bir durup etrafa bakıyordu.Ne zamandır hiç durmadan koşuyordu ama hala bir sonuca varamamıştı.’’Buralarda bir yerlerde olmalı.’’ dedi kendi kendine . Bir kolcu için iz sürmek ne kadar kolay olsada bu sefer söz konusu korkmuş genç bir yarı elfti.Ağaçların bitiminde patikayı bir nehir kesiyordu ve ıslak kayaların arasında aradığı şeyi gördü.
‘’İzleri doğru okuyorum’’ diye düşündü.’’Arien nehre doğru koşmuş ; Ama tekrar aynı yoldan geri dönüp ormanın bitimine gelmiş.Orada ne gördü acaba?
İyice kafası karışmıştı şimdi Perseis’in.Son bir umut kayalıklara yöneldi.Yırtılmış bir elf kumaşından başka bir şey yoktu.Zamanı azalıyordu.Yarının gün batımında Arien’i Elf kraliçesine götürmesi gerekiyordu.Nehri aşıp yavaş yavaş tepeye doğru çıkmaya başladı.
Bir yandan etrafı kolaçan ediyordu. Son zamanlarda Trol saldırıları artmıştı.Onları biri tetikliyordu ama kim ? işte bu düşüncelerle tepenin sonuna geldi.Önüne ve arkasına, görebileceği her yöne baktı ;ancak küçüklü büyüklü tepelerden başka bir şey göremedi ; yalnız bulunduğu tepenin güney batısında bir mağara vardı.
‘’Gizlenmek için iyi bir yer.’’ Dedi umutla. Birden daha önce farketmediği şeyi gördü.Bir grup Trol mağaranın girişine doğru gidiyorlardi.
Hiç zaman kaybetmeden aşağıya koştu – bunu yaparken olabildiğince sessiz olmaya çalışıyordu- Birkaç çalılığın arkasına gizlenerek yayını çıkardı.Trollerin en büyüğüne nişan aldı ve bekledi.
Mağarayı bir an geçtiklerini sandı , tam yayını indiriyorduki , Trollerde bir haraketlenme oldu.
İçlerindeki en küçük trol başından okla vurularak öldürülmüştü ; ama bunu Perseis yapmamıştı.Kimin yaptığını merak edecek zamanıda yoktu zaten. Trollerdeki şaşkınlıktan yararlanarak ileri atıldı ve en büyük dağ trolünü boynundan vurdu ; ama yaratık yere düşmedi sadece eliyle yarayı tutuyordu.
‘’ Daha fazla mı istiyorsun ha? ‘’ diye bağırdı ve bir ok daha aldı sadağından.Nişan almasıyla oku fırlatması bir oldu.Trol inleyerek yere yığıldı.Bunu gören iki trol 1 metre boyundaki sopalarla üzerine doğru yürümeye başladılar. Perseis o iki trolü unutmuştu biran.
‘’Şu yaşlılık yok mu ‘’ diye hayıflandı kendince. Bir süre uğraştıktan sonra o ikisinide yere sermeyi başardı.Trollerin hala yaşayıp yaşamadığını kontrol ettikten sonra mağara girişine yöneldi .Yayını sırtına taktı ve hançerini çekti.Çünkü yay karanlıkta hançer kadar işe yarayamayabilirdi.Sessiz ve seri adımlarla mağaraya daldı.
‘’ Arien orda mısın? Ben Persius seni kurtarmaya geldim’’ diye bağırdı .Sesinin yankısından başka bir cevap gelmedi . Biraz daha ilerledi ve tekrar seslendi . Yine aynı sonucu aldı .’’ Belkide burda değildir’’ diyerek mağara girişine doğru yöneldi.Eğer burada gerçekten birisi varsa arkasını dönmesi onu dışarı çıkartıcaktır diye düşündüyordu ve yanılmadıda. Çenesinin altında soğuk ve keskin metali hissetti .
‘’ Bu plan her zaman işe yaramıştır zaten’’ . Çevik bir haraketle kılıcı çenesinin altından kurtararak hançerin olmadığı boş eline aldı.
‘’ Sende onlardansın de mi? Yeter artık size kaç defa isteyerek yapmadığımı söyledim.Rahat bırakın beni! ‘’ bu Arien olmalıydı.
‘’Arien , Bu sen misin? İnanamıyorum görmeyeli çok değişmişsin . Tıpkı babana benziyorsun.Şimdi seni görse seninle gurur duyardı.’’
‘’Sen .. Sen adımı nerden biliyorsun? Hem benim babam yok . Eğer olsaydı şimdi böyle sefil bir yaşam sürmezdim.Yalvarırım bırak beni ‘’ Arien bunu söylerken titriyordu. Sesinde inanmak istermiş gibi bir hal vardı ama çok belliydi , korkuyordu...
Persius Arien’in kolundan yavaşça tutarak dışarı çıkardı.Hava iyice kararmıştı.‘’ Bana güvenmediği biliyorum bu yüzden şimdilik bu kemeri sana takıcağım.Bu kemer normal bir kemer değil . Sahibine itaat eder ve suçlu yarı elfler için yapılmıştır.Sen suçlu değilsin ama takmak zorundayım.Kaçmaya çalışma çünkü her deneyişinde kemer kendini daha çok sıkacak’’ dedi ve gülerek Elflerin başkenti
Dolion’a doğru yola koyuldular...
( Bastırmayı Düşündüğüm Fantastik Roman Türündeki Kitabımın 1 Bölümü başlıklı yazı hakan--kocam tarafından 27.06.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu