Gümüş renkli sularda  tutuşan renk firuze.

Nefes nefes yaklaşır alnımıza has buse.

Vakti zamanı meçhul meçhulün sinesinde.

Ansızın çıka gelir gül soluklu rüveyda.

 

 Bir meleğin elinde bir demet gül misali.

Can kuşunu uyutan devranın  tek masalı.

Bir varmış bir yokmuşken  misilsiz can hayali.

Tutuşur bağrımızda gül soluklu rüveyda.

 

 Enbiyalar içinde  Hızır’la İlyas muaf.

Meryem’in gözbebeği oldu yine ondan af.

Alnımıza değende dostlar olurlar saf saf.

Kuşatır ruhumuzu gül soluklu rüveyda.

 

 Yüzü soğuk olsa da özü insana hastır.

Habil ile Kabil’den günümüze mirastır.

Kadim günlerden beri değişmeyen esastır.

Ezelden aşinamız gül soluklu rüveyda.

 

 Sular yanar tutuşur âteşîn nefesiyle.

Bize bizi anlatır en efsunlu sesiyle.

Vuslata kapı açar sımsıcak busesiyle.

Alır bizi ukbaya gül soluklu rüveyda.

Ankara,25.07.2010 İ.K

 

 

 

( Gül Soluklu Rüveyda başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 25.07.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu