Yarınlara armağan edilmiş ne kadar umutlar varsa
Kar yağsa, her bir yanımı kuşatana denk iliklerime aşkın prandasını acımadan vursa
Sabahlara kadar, ruhum ey hak diyerek el açıp yüreğin hicranını hüzünle anlatsa
Aşk, kalbimde şakısa, dilimde manalaşsa, sinemde elbette ki bir başka
Artık kulakların çınlasın diyebiliyorum
Elimden bir şey gelmediğini bilerek bahtıma boyun büküyor yıkık duvarları seyrediyorum
Nefesin hüzün nağmesiyle hali fakirliğime inanıp, ülfetli halini sürurla yad ediyorum
Sanki hazanlaşıyorum, iklimleri bir bir sinemde hazin bir şekilde acz içinde yaşıyorum
Bir bedel ödüyorum, yakinen biliyor vesükut ediyorum
Ne kadar akacaksa kanım aksın istiyor ve candan da vazgeçiyorum, eleme göçüyorum
Fark ettiğim herşeye ibretle nezaret ederek, ruhumun bizarlığını azat ediyorum
Ne kadar yakarsam da, muhtaçlığın rahlesinde sabahlıyor ve hıçkırıyorum
Kimler göçmedi ki, diyarın sakinlerin çığlıkları yakinen kalbimde
Ne kadar nasip desemde ümitlerimi derleyip sahibine havale etsemde bir keder var içimde
Gözyaşları yakamı burakmıyor her nedense, sessizlik sinemde en büyük bir hapisane
Gardiyanlar çıktı yine karşıma, yakarışlarımın ne kadar hükmü var umurlarında
Ey Hak sen hal-i bizarlığımı anla ve kalbi lekelerimi bağışla
Ruhumun hicran damlalarını
Sine-i sürurumdan bir bir kopan yaprakları aşkın iksirinden yoksun bırakma
Hakikatin sağanağında ağırla, rahmetinin bereketiyle sula, halimi mecalsiz bırakma
Mustafa CİLASUN