Hasret Gecesi
2008 YILI NİSAN AYI KUTLU DOĞUM HAFTASI HASRET GECESİNDE KARDEŞ RADYOLAR ADINA YAPTIĞIM KONUŞMA METNİ
Değerli Kardeşlerim… Kutlu doğum sebebiyle davetimize uzaktan ve yakından gelen Gül dostları… Hoş geldiniz, şeref verdiniz, safalar getirdiniz. Yüreğinizde Güller açsın. Gül kokularıyla gönlünüz huzur bulsun. Efendimiz için yaptığınız her güzelliğin, attığınız her adımın karşılığını almanızı yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Yıllardır hayırlı işlerde motor, şer işlerde fren olmayı amaç edinen, hizmetleriyle yüreklerinizde yerini alan, gönüllerinize seslenen (Art Fm, Birlik Fm, Furkan Radyo, Radyo Arifan, Seyr Fm ve Şafak Radyo) olarak zaman zaman birlik içinde hayırlı ve güzel çalışmaları siz değerli dinleyicilerimize sunmanın gayreti içerisindeyiz.
Bilindiği gibi günümüzde medyanın önemi gün geçtikçe daha da önem arz etmektedir. Bizler çalışmalarımızla insanımıza en güzelini ve en hayırlısını sunmak zorundayız. Sözümüzle, müziğimizle ahlâki ve millî duygularımızı seslendirmek başta gelen görevimizdir. İnsanın maneviyatını yıkmak isteyenlere dur diyebilmenin yolu gönüllere hitap etmekten geçmektedir.
Bizler de üzerimize düşen görevin şuuruyla, radyolar platformu olarak böyle mutlu ve kutlu geceleri taze ve diri tutmayı, geleceğimiz olan gençlere sahip çıkmayı ve insanlarımızın yüreğini peygamber sevgisiyle doldurmak istiyoruz.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) efendimizin dünyaya teşriflerinin yıldönümü olan mübarek Kutlu Doğumunu idrak ettiğimiz müstesna günleri yaşıyor ve bu günlerin heyecanıyla Gül ve Hasret gecelerini idrak ediyoruz. Bu geceyi hakkıyla yaşayanlardan olmamız dualarımla kısaca birkaç hususu dile getirmek istiyorum. Ben kısa konuşacağım çünkü çok değerli kardeşlerimiz sizlere daha güzelini söz ve müzikleriyle sunacaklardır.
Özellikle Peygamberiz Efendimiz’i (s.a.v) anma, anlama ve O’nun gibi yaşama gayretinde olan siz değerli kardeşlerimize en güzel hizmeti sunmak için gayret gösteriyoruz. Birlikten kuvvet doğar prensibince hizmetlerimizi kardeşlik şuuru içerisinde en iyiyi, en güzeli yapmanın çabası içinde olduk. Olmaya da devam edeceğiz.
Gecemize hasret gecesi dedik. Evet, Allahın Resulü (s.a.v) Efendimize hasretiz. Onun Gül yüzünü özledik. Sadece kutlu doğum haftalarında değil her zaman onun sünnetini hayatımıza rehber yapacağız, onun gibi yaşayacağız. Çünkü O bizler için “Üsve-i Hasenedir” yani “En Güzel Örnektir.”
Efendimiz bizlere hoşgörüyü, saygıyı, sevgiyi ve kardeşliği telkin etmiştir. Sevgiyi önce gönlümüzde kurmalıyız. Nasıl bilgisayarlarımıza dosyalar açıyor ve her zaman onlardan yararlanıyorsak, gönül dosyalarımızı da her zaman kardeşlerimize açık tutmalıyız. Gönül dünyamızı zenginleştirmeli, gönlümüzü herkesi kuşatacak kadar geniş tutmalıyız. Sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, barışı, huzuru dayanışmayı, paylaşmayı ve kardeşliği ailemizden başlayarak çevremize, komşularımıza hatta bütün insanlığa yaymalıyız.
Kur’ân-ı Kerim, Efendimiz Aleyhisselâtü Vesselâm’ı (s.a.v) “En Güzel Örnek” ve “Nur Saçan Bir Kandil” olarak anlatmasına rağmen, içinde bulunduğumuz zaman; “Gül”ü, hakkıyla “örnek” alamadığımız ve nuruna pervane olamadığımız bir devirdir…
Bu devir; her türlü anlama eksikliğinin doğru diye takdim edildiği, dini yanlış anlama ve yorumlamadan kaynaklanan amelî ve îtikâdî problemlerin en yoğun yaşandığı ve çoğunlukla şeklî bakımdan taklit edildiği bir dönemdir… Bu dönem; Hz. Peygamber’i (s.a.v) Kur’ân’dan öğrenip, Kur’ân’ı da Hz. Peygamber (s.a.v.)’in rehberliğinde öğrenme, yorumlamadaki eksiklik ve tembelliğin fazlasıyla yaşandığı bir zamandır… Bütün bunların sonucunda ise; dînî hayatımızdaki her türlü çarpık, eksik ve yanlış anlama gibi bir takım problemler gitgide artarken, doğru değerlendirmelerin hayatımızdaki hükmü de devamlı azalmaktadır…
Bizim görevimiz; “Gül Peygamberimiz” i örnek almak; Bezm-i Elest’te Rabbimize verdiğimiz söze sâdık kalarak Hakk’ı bilmek, Kâinatın Solmayan Gülü’nün cihanşümul nübüvvet ve risâletini rehber edinip Sırat-ı Müstakîm’i bulmak ve Âlemlere Rahmet olarak gönderilen “Ufuk Peygamber”in nurlu yolunda olmaktır…
Gül Efendimiz”i örnek almak; önce “Lâ” diye başlayıp, bütün putları yıktıktan sonra, “İllâ” hükmünün muhteşem mührünü Kelîme-i Tevhîd’le kalplere vurmak, tek hüküm sahibinin “Allah (c.c.) ” olduğunu, O’ndan başka hiç bir şeyin bâkî olmadığını zihinlere nakşetmek, bu anlayışla kâinat kitabını okuyup, “Gül”ü çağımızın şartlarına göre yorumlayarak, madde-mânâ planındaki zevâlimizi kemâle döndürmektir…
“Gül Efendimizin” in gölgesinde yürüyenler; hem Allah (c.c.)’a kul olmanın şuuruyla, hem de Rasûlüne ümmet olmanın şükrüyle hareket ederek her alanda yükseklik kazanırlar ki, bu da ancak O’nu örnek almak ve O’nun sünnetine uymakla mümkündür...
Yâ Rabbî!.. “…Kim Peygamber’e itaat ederse şüphesiz Allah’a itaat etmiş olur...” (Nisâ, 4/80) buyuruyorsun... Bu âyet-i celîlenin ışığında “Gül”den ayrı düşenin, Hakk’tan da uzaklaşacağını çok iyi biliyoruz... Ve biliyoruz ki; “olan” hâlimiz, “olması gereken” ahvâlin çok uzağındadır... Niyâzımız; Hakk’a ve Habîbi’ne kendi şeklî yakınlığımızın içindeki derûnî uzaklığımızı ortadan kaldırmaktır…
Duâmız; fikir-fiil-gâye ve şuur mertebesinde “Gül Efendimiz”in gölgesinde kalmak, hakikî mânasıyla “Gül Efendimiz” e yakın olmak, velhâsıl “Gül Peygamberimiz” i hakkıyla örnek almaktır... Yâ Rabbî! Bizlere hidâyet bahşeyle ve cümlemize “Peygamber Efendimiz”i hakkıyla örnek almayı lûtfeyle…
“Gül Efendimiz”i örnek almak; Bezm-i Elest’te Rabbimize verdiğimiz söze sâdık kalarak Hakk’ı bilmek, Kâinatın Solmayan Gülü’nün cihanşümul nübüvvet ve risâletini rehber edinip Sırat-ı Mustakîm’i bulmak ve Âlemlere Rahmet olarak gönderilen “Ufuk Peygamber”in nurlu yolunda olmaktır…
“Gül”ü örnek almak; aklımızı kalbimizdeki îmân nûruyla abdest aldırdıktan sonra, kalbimizi aklımıza râm ederek kalbî akılla hâdiseleri değerlendirmek, aşkın bağlantılar kuran bir idrâke sahip olmak ve O’nun itidâli emreden “İz”inden ayrılmamaktır... Zirâ “Gül”, ifrat ve tefritten azâdeydi; O, her iki yöndeki aşırılıktan berî ve her iki uçtan uzaktı...
O, “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” derken, herkesi dengeye çağırıyordu... Kolaylaştırmayıp zorlaştıranlar da, kolaylaştırayım derken yozlaştıranlar da bu “mükemmel denge”yi idrâk edemiyordu... Bu sebeple “Gül”ü örnek almak, “uçlar”dan âzâde “zirve”de yaşanan bir hayatın dengesini kurmaktır...
“Gül”ü örnek almak, hisse değil akla, hayâle değil hayata hitap etmek, “Gül Devri”nden miras kalan saadet sermâyemizi bütün boyutlarıyla mekâna ve zamana hâkim kılmaktır… O’nu hayatımızın merkezine bir bahar canlılığında ter-ü tâze taşıyarak hayatın anlamsızlığına yeniden anlam katmaktır… Kur’ân’ın işaret buyurduğu “ en güzel örnek” olan “Gül Efendimiz” den aldığımız güzellikleri madde ve mânâ planında yaşatmak, O’nun muhteşem mirâsını zâyi etmeden üretip artırmaktır...
Sonuç olarak; “Gül Efendimiz”in gölgesinde yürüyenler; hem Allah’a (c.c.) kul olmanın şuuruyla, hem de Rasûlüne ümmet olmanın şükrüyle hareket ederek her alanda yükseklik kazanırlar ki, bu da ancak O’nu örnek almak ve O’nun sünnetine uymakla mümkündür...
Değerli Kardeşlerim… Uzaktan ve yakından hasret gecemizi şereflendiren misafirlerimizden ve buraya katılarak bizleri mutlu eden tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun. Nice kutlu ve mutlu gecelerde buluşmayı diliyoruz.
Davetimizi kırmayarak programımıza katılan değerli konuşmacı Avukat Sayın İrfan SÖNMEZ Bey’e, Mevlana diyarı Konya’mızdan selam ve sevgiler getiren, gönül güzelliğini okuduğu güzel eserlere yansıtarak yürek sesini veren sanatçı kardeşimiz Sayın Mustafa YILMAZ’a, ilahi ve sema ekibine, eserleriyle gönüllerimizi coşturan Kayseri’mizin yetiştirdiği Grup Devran’daki değerli kardeşlerimize tertip komitesi olarak teşekkür ediyoruz.
Rabbim bizleri kendisine hakikî kul, Habîbi Edîbine layık olan ümmetlerinden eylesin. Kevser havuzunun başında O’nunla beraber olmayı nasip etsin. Rabbim şefaatlerine nail eylesin. Gönlünüz Gül kokularıyla mest olsun. Seherde yüreğinize gül kokulu şebnemler düşsün. Rabbim sizlerden razı olsun. Gecemiz mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.
(
Hasret Gecesi başlıklı yazı
Ali ÖZKANLI tarafından
1.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.