Yavaş yavaş ve sessizce boşalıyordu gözyaşları
Kim bilir nerde kalmıştı, hangi hevesin veya çilenin derdiyle nefesini buğulamıştı
Durağa artık ramak kalmıştı, ıstıraplar sineden bir bir ummana hüzünle dölülecekti
Söyle kim beklenecekti, hangi sitemler dile gelecekti,verilen sözler bir bir derlenecekti
Artık garip bir yolcuyum ben, ne papucu ve ne de urbayı dert edinmezken
Dil lal olup, hicrana bırakırken, efkarın sahillerinde nefesin kadrini edeple anarken
Ömür sahnesinden sessizce çekilirken, kabirlerin hatırını sual ederken, haşyetin dilinden
Ah çektiren, hüznü terennüm ettiren, boyun büktüren, çaresiz bahtım için ya sabır derken
Seyrediyordum, aziz nefesin içinden çıkamadığı müşkül durumu nefeslenirken
Şahit olduklarım karşısında içim kan ağladı, yüreğim parçalandı, mahzun bir hal vardı
Ellerini kaldırdı, yüzünü hıçkırıkla kapattı, nefes nefese kalmıştı, ne yapmak bir yarardı
Derdini mi sormalıydım, kalbini mi aramalıydım, yarasını mı sarmalıydım, kala kaldım
Bir insan olduğumuzu, zafiyetlerimizle anlam bulduğumuzu, duyguların ahını hatırladım
Kim çekmiyor ki,emelle, umudu karıştırmıyor ki,kalple yüreğin farkını anlıyor da kaldım
Sanki bir nebze olsun ferahlamıştım yaşanacak bir şey varsa yaşanmalıyı biraz araladım
Sonra kendi sayfalarımınarasına dalarak, hiç ummadığım kadar hayıflandım ve ağladım
Peki, neydi farkımız, farklılıklar adına hiç engel olamadığımız hissiyatı sıkıntılarımız
İrade namına tutarlığımız,tercihler konusunda yanılgılarımız, vefa adına uğradıklarımız
Ya dillendirdiğim, öğündüğümüz aklımız, karsız fikir sattıklarımız yolda bıraktıklarımız
Kim ve ne adına hayıflanmalıydık, neler yaşıyorsak ve ne umuyorsak bir bir saymalıydık
Karşı çıktığımız, hırsımızla savrulduğumuz ve bir hiç uğruna yanılgılarımız yokmuydu
Hep ön yargılarla ve hatta yargılamalarla, futursuzca suçlamalarla yol almıyor muyduk
Söyle kimi ve neyi hangi hakla suçluyorduk en az suçladığımız kadar da bizler suçlukduk
Ne rahmeti hakkıyla nefeslendik, ne muhabbetin iştiyakıyla aklandık, niye açmazdaydık
Mustafa CİLASUN