Online Üye
Online Ziyaretçi
Ağır
ağaç gövdesi açılır kapının
Yüz yıllık gıcırtıyla dökülür toz kümesi
Zincirleri çözülür yalnızlığın
Girer içeriye güneşin nefesi.
Maviyi çerçeveleyen zakkumlar
Sıcak bir Akdeniz gecesine uyanmaktalar
Sürmeli gözlerin keman kaşların
O kemandan fırlayan bakışların
Delip geçer ruhumu ılık ılık
Dudakların titrer bir çocuk edasıyla
Aşktan kaçan yüreğinde mızıkçılık
Kastaniyetin şıkırtısında raksederken sen
Siyah saçlarına yıldızlar düşer
O an nasıl parlarsın bir bilsen
Bazen gözlerin kaçar gözlerimden
Endülüs yıkılır başıma kederimden
Elhamra gömülür karanlığa
Sensiz bir kabristandır bana Gırnata...