Filistin
ACIYI ÖĞRENMEK
Daha yedisindeydi Ahmet,
Ve yürümeden,konuşmadan öğrenmişti,
Savaşın,acının soğuk yüzünü.
Bir umudu vardı o küçücük yüreğinde,büyüklere inat.
Güzel olacaktı her şey,güzeldi de onun yaşında hayat,
Dilekleri gerçekleşiyordu yavaş yavaş Ahmet’in.
Okula başlamıştı
Harabelerin içerisindeki okuluna,
Mutluydu ,rüya gibiydi hayat şimdi küçük Ahmet için.
Öğretmeni ve yeni arkadaşları olmuştu okulda
Ve ve ayrıca kalemi,açkısı beklide
Bir de tertemiz önlüğü
Yüreği gibi.
Ahmet okuldan çıkmıştı arkadaşlarıyla
Hopluyorlardı,zıplıyorlardı hep beraber.
Yeni bir şeyler öğrenmenin heyecanı ve mutluluğuyla
Mahalleye doğru giderken adete uçuyordu Ahmet.
Her sokak başında bir arkadaşı ayrılıyordu eve gitmek için,
Sabırsızlanıyordu Ahmet yeni öğrendiği bir şarkıyı
Annesine,babasına ve kardeşine söylemeye.
Yolda unutmamak için de tekrarlıyordu şarkıyı
Ahmet’in evi Gazze’nin dışındaydı
Ve yolun bir kısmını da yalnız yürümeliydi
Son arkadaşı da ayrılınca yanından,üzüldü ister istemez yalnızlığına,
Üzgün adımlarla ilerlerken Ahmet
Birden ;durdu harabeye dönmüş evin karşısında,
O küçücük aklıyla daldı küçücük düşüncelere,
Bir gürültü sesi kendine getirdi Ahmet’i,
Bu bu, bir top sesiydi -tanıdığı-duyduğu
Şaşırmadı….
Ardından korkunç bir patlama sesi işitti,
Sonrasında ise bağrışmalar,feryatlar-figanlar,
Ahmet’te hemen bu sese doğru koştu
Çünkü evinin yakınında geliyordu sesler
Evine baktı ama ……
İnsan kalabalığından evini göremiyordu
Zaten görülecekte bir şey kalmamıştı evden geriye
Ağlamaya başladı ancak bu bir ağlama olamazdı
küçücük ağzından çıkan dev bir feryat figandı
annesini,babasını ve kardeşini aramaya başladı
başladı başlamasına ancak….
İlk gördüğü kardeşi oldu kafasında kocaman şarapnel parçasıyla
Annesini gördü insanların elleri arasında ki…
Yedi yaşında bir çocuğun görmemesi,
Evimizde olsa izlettirmeyeceğimiz bir görüntü bu..
Kolu,bacağı yoktu annesinin
Oysa daha sabah önlüğünü giydirmişti o ellerle,
Babasına gelince
Babasının vücudu yoktu hiç bir yer de
Sadece insanlar parçalarını topluyorlardı Ahmet’in gözünün önünde;
Namazını kılabilmek için insanlar.
Oysa ne güzeldi her şey
Mutlu,sevinçli geliyordu evine,
Yeni öğrendiği şarkıyı söyleyecekti
Annesine,babasına ve belki öğretecekti küçük kardeşine onu,
Ama ama kurumuş dilinin ucunda kalmıştı
Zaten biliyordu Ahmet acıyı,gözyaşını,kaybetmeyi ve savaşı…
Duyuyordu feryat figanı her zaman,
yetmez miydi bu kadar acı bu yaştaki bir çocuğa,
son oldu annesini,babasını ve kardeşini gördüğü hali
Ahmet yine de o küçücük yüreğindeki umudu taşıyordu
BÜYÜKLERİNE İNAT.
Veysel KELEN
(
Filistin başlıklı yazı
veysel-kelen tarafından
3.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.