Yüreğim üşüyordu
Dilim lal oluyor, gözyaşlarım boşalıyordu
Sinem bitap bir halde umutlara sığınıyor, çare adına sessizce bakınıyordu
Ne kalbin sesi, ne hissiyatın busesi esin oluyordu , nefesim daralıyordu
Yad ellere bakıp
Nefesin sahibine sığınıp, bir köşede içimden geldiğince inliyordum
Çaresizdim, çünkü sevendim, gönlünü hasreden bir divaneydim, nerden bilirdim
Böyle badirelerin eşiğinde, tek taraflı bir celsede, hüküm verilmiş ve çekip gitmişti
Ne söylediysem
Anıları bir bir tazeleyip yad ettiysem, çırpınıp figan ettiysem de yine olmadı
Sanki bir bildiği vardı, sırların arkasında gizlenen bakışları saklıyordu, söylemiyordu
Yolun sonuydu, demek ki nihayet buydu, çümkü gönlüm hüzünle fevkalade doluydu
Bir daha seslenmedim
İçselliğime iltica ederek, kalbi lekelerimin hesabıyla sabahlara kadar çaresiz bedelleştim
Artık yeter dedim, bir daha mı asla diyerek tövbe ettim ve kavilleştim
Ne kadar heveslensem, gözlerime bakan nazarları öncelesem içinden çıkamazdım, arıldım
İçim yanıyordu
Ne kadar çekilmesi gereken hasret varsa, an be an ve geçen zamanda yüreğimi burkuyordu
Ah demek yetmiyordu keşkeler deva olmuyordu, hatalar bir şamar gibi yüreğime iniyordu
Ömür bitiyor, dert inletiyordu, en acı gelen ise yalnızlık sızısıydı, kalbim öyle anıyordu
Mustafa CİLASUN