Besbelli
Unuttum desek de nafile
İşlemiş her zerresi yüreğimize
Ne kalemler kırıldı yokluğun da
Ne çok şişe devrildi
Gözyaşı dolusunda
Unuttum desek de nafile
Çıkıyor ansızın karşımıza
Bir yağmurun çisesinde
Yanağımızda bir damla
Bir bulutun gölgesinde
Karanlık bir tarafımız anla...
Unuttuk desek de nafile
Bak işte şurada
Sıra bekliyor yakamoz
O ağacın altı
Çay bahçesiyse karşı kıyı da
Salıncaklar var şurada
Bıkmadan gökyüzüne yol aldığımız
Unuttuk desek de nafile
Bak bir çocuk ağlıyor
İşte orada, düşmüş mü?
Güldürmek için nasıl da yarış yapmıştık
Ve nasıl saklambaç oynamıştık
Sobelenmeden
Saklanış o saklanış
Unuttuk desek de nafile
Evet şurda
Hani otururken gelmişti
Yemenisi başında
Ver beyim elini demişti ver!
Mahçup uzatılan el de
Rengi solmuştu yemeninin
Kapatmıştı avucunu
Siz sevin demişti sadece sevin
Değişir belki...
Bir Karanfil bırakmıştı masamıza
Eklemişti
Kan damlamasın karanfilden...
Unuttuk desekte nafile
Her köşe de bir ses var
Hayır ! diyen
Hayır!
Nasıl unutur ki böyle seven
Dün gibi yeni
Gün gibi aşikâr
Unutamadığımız besbelli
Çıkan fala inat
Karanfilden kan damlıyor
Besbelli...
(
Besbelli başlıklı yazı
Şenay DEMİRCİ tarafından
22.08.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.