Düşmüşüm narına yar, halimi bilmez ağyar.
Derûna rücû ettim her saniyem bir tekrar…
Hayallere dürüldüm görülmez içte ne var.
Dürüldüm ve sürüldüm yurdumdan apar topar.
Heybetim paramparça şimdi her işim bir ar,
Gittiğim bütün yollar kendi kendimden firar…
Âlemde mecnun kaldım, tahtım oldu tarumar.
Kalmadı saraylardan tek bir harabe duvar,
Madem sildi varlığı, aklımı çalan kumar,
Artık kıyamet kopsa, âlem batsa ne çıkar?
Yokluğuma sığındım, hem de sonuna kadar…
Zira kimin haddine yokluğa vermek zarar?
Eriyip nefesinde, kaldım simsiyah buhar,
Karıştım bulutlara dolaştım bin bir diyar.
Ne yağmur olabildim ne de bembeyaz kar,
Kavurdu her gün beni, çarpışan yıldırımlar.
Uzatsan elini yar, eylesen bir tek işmar,
Kâf ile Nûn olur da başlar yeniden imar.
Beyhudeymiş aramak, sana tek yol intizar…
Aradıkça tükettim kendimi azar azar.
Haydi! Yokluğuma gel, bırakma böyle bîzar!
Bak gönlümde duruyor ezelden gelen ikrar.
Yüreğim sana mümin, kâinat bende küffar…
Ben ki yandım aşkına, bırakma böyle naçar!
(
Arzuhal başlıklı yazı
lokman-dasta tarafından
30.08.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.