Bu gün ki yazmış olduğum buluşma üzerine muhabbet yazısına vesile olan Mustafa Kuvancı hocama çok teşekkür edemeden bu yazıma başlamak istemiyorum. Aslında teşekkürüm başka bir sebebi daha vardır. Muhabbet ettikten sonra beni uğurlarken bana Balıkesir ile ilgili hazırlanan 145 sahifelik Balkes cep rehberi adı altında bir kitapcık hediye etti.
 
Akşam ilk işim bu kitabı okumaktı.Kitabın içinde Balıkesir ile ilgili lazım olan bilgilerin haricinde değerli konuların da bulunduğunu gördüm. En çok hoşuma giden tarafı da Balıkesir ve çevresi ile ilgili tarihi bilgilerdi.
 
Konuların çoğunu daha önceden biliyordum. Ancak milletin çok ilgisini çekeceğini düşündüğüm bir konu vardı. Bu konuyu yazmadan duramayacağım.
 
1913 yılında Ayvalık ilçesinde garip bir halk boykotu olayı meydana geliyor. Boykotu yapanlar. Ayvalık ilçesinde yaşayan Osmanlı tebaası olan, Ayvalık Rumlarının ileri gelen kişileri. Bu kişiler Yunan mal ve mülklerine karşı boykot başlatmışlar. Yani yörede yaşayan Türk veya Rum'ların Yunan malı alıp satmasına karşı çıkmışlar. Bunun üzerine Yunan başbakanı hiç beklemediği bu tavır üzerine, bunların "Helen" oldukları gerekçesiyle Yunanistan'da yargılanması gündeme getirilmiş, yapılan gıyabi yargılamada mahkum edilmişler. Bu kişiler Yunanistan'a gittikleri anda tutuklanıp cezaevine atılacaklardı. Bu davayı da Türkiye tarafından da dikkatle izleniyordu.
 
O zaman ki Atina büyükelçisi Galip Kemali Bey durumu bildirince İstanbul'da Saltanatın başında bulunan İttihad ve Terakki Partisinin kurmuş olduğu, Bab-ı Ali Hukuk Müşavirliği böyle bir yargılamanın uluslar arası hukuka göre yapılamayacağını, geçersiz olduğunu bildiren bir yazıyı hazırladı. Osmanlı Hariciye Nezareti tarafından yollanan 7 Kanunevvel 1913 tarih ve 39771/62 numaralı tahrirat üzerinden 11 Kanunevvel 1913 tarih 251 numaralı yazı Atina büyükelçisi Galip Kemali Bey tarafından Yunan Hariciye Nezaretine iletildiği ve bu belgelerin halen Omanlı Arşivinde olduğu bilindiği anlaşılmaktadır.
 
Bu boykotların o zamanlar daha bir çok yörede de başlatıldığı da bilinmektedir. Yunan, İtalyan, Bulgar mallarının alınıp satılması, Osmanlının içinde bu amaçla ticaret yapan kişileri zorlayarak Osmanlı'dan uzaklaştırma politikası başlatılmıştır. Bunların en büyük sebebi ise Yunan, İtalyan, İngiliz, Bulgar ve diğer milletlerin Osmanlı üzerine oynanan oyunların bir parçası idi.
 
Devletler dünya savaşı içine çekilmek isteniyor. Almanlar Avusturya ile ittifak olacak, Bulgarlar da bu ittifakın içine çekilecek. Daha sonra da Osmanlı bir oyunun tezgahına düşürülerek taraf edilmeye çalışılacak. Ruslara karşı gönderilen iki geminin Çanakkale ve İstanbul boğazından geçirilmesi olayı. Bu gemilerin İstanbul'a geliş amacı başka idi. Karadenize açılıp Rus limanlarını bombalaması Osmanlı'yı da savaşın içine çekmiştir.
 
Balkanlar da ve Anadolu'da yaşayan halkların ırkı ne olursa olsun bu tezgahlara gelmemek için çırpınışları sizce ne anlama geliyor. Bu topraklarda yaşayan halkların birbirleriyle hiç bir zaman sorunu olmamıştır. Sorunları yaratanlar başta ki siyasi güçlerin oynanan oyunları görememesinden kaynaklanmaktadır.
 
Maalesef şimdiler de oynanan bir sürü oyunlar var. Bakınız yukarıda izah etmeye çalıştığım yerli malı konusunda zamanında Ayvalık ilçesinde yaşayan Rum'ların bile bizimle birlikte olduğu tarihi bir olay vardır. Hatta bu yerli malı konusunda ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından ilkokullarımızda yerli malı haftası adı altında bir hafta kutlamalar yapılıyordu. Şimdilerde kaç tane okulda uygulanıyor.
 
Bütün dünya süper güçleri çöreklendi üzerimize mallarını bize satmaya çalışıyor. Biz hiç üretmeyelim. Amerika ile Çin mal satmak için yarış yapsın. O en acımasız darlık günümüzde bile bu millet boykot yaparken şimdi aynı millet yabancı malı hastalığına kapılmış gidiyor.
 
Peki bu ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün başlatmış olduğu "Yerli Malı" düşüncesine aykırı değil mi ? Bana bu ülkede kalkıpta hiç bir siyasetçinin Atatürkçü olduğunu söylemesin. Bu ülkeyi idare edenlerin yüz karasıdır. İki yüzlü olmayın. Buna resmen vatan hainliği denilir. Bunun başka bir izahı var ise siz söyleyin. Serbest ekonomiymiş, özelleştirmeymiş gibi laflarla milleti kandırmayın.
 
Buna benzer daha bir çok olaylar var. Millet gerçekleri bir bilse bunlara hesabı sorar ama bu milletin gözü açılmasın diye de bir sürü tezgahlar çeviriyorlar.
 
Sizlere bir küçük örnek daha vereyim de fazla kafanızı ağartmayayım. 1983 oylamasında 1982 darbecilerinin çıkartmış olduğu yasaya bu millet ne oyu verdi. Yüzde 93 evet. Aynı millet 1982 Anayasasına tarihe gömmek adına ne oyu verdiler yüzde 52 evet. Allahını severseniz şu milletle bu kadar oynamayın. Kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorlar. O tarihlerde gazetelerde yazılan yazıları okuduk. Halen o zamanları gazteci olan ve şimdi milletvekili olan kişileri biliyoruz.
 
Demek ki insanoğlu çok çabuk değişiyor. Duruma göre şerbet. İki yüzlü olmayı bırakın. Adem baba gibi adam gibi adam olun. Yeter artık....bu lafı bu defa herkese söylüyorum. Millet de okusa da görse...Ama ne yazık okuyan bir millet değiliz ki.. Biz boşu boşuna havlayıp dururuz. Vatan Milletmiş kimin umurunda. Millet açlıktan geberiyor. Dilencilik te bize iyi yakışıyor. 
 
Tek çaremiz kendi üretimize dönmektir. Ömrümün sonuna kadar bağıra bağıra yazacağım. Bu konuda aksini iddia eden varsa ise çıksın bana izahını yapsın Allah Aşkına.... 
 
     
( 294- Yerli Malı başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 22.09.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu