Merve cephesinde hayat rolantide giderken,Şermin cephesine meltemler esmekte o huysuz,herşeyden nefret eden ,kötülüğü kendine şiiar edinmiş Şermin gitmiş,munis ,sevecen etrafına şirin görünme uğraşında bir kız gelmişti.Aslında fizik olarak da çoğu kızdan güzeldi,alımlıydı...Adeta bu hasletlerinin farkına yeni varıyordu Şermin.
O sabah, hakanla olduğu ve kendini tüm benliğiyle verdiği günün sabahı,Hakan gittikten sonra bu ilişkinin muhasebesini yaparken bir ara gözleri aynaya gitti de farkına vardı güzelliğinin.Oysa Şermin yıllar var ki aynaya küstü.Hele lise yıllarında o ergenlik sivilceleri yok mu...Ayrıca vücudundaki ani değişmeler korkutmuştu onu ...O günden beri aynaya bakmazdı,küstü...
Aynadaki kendini görünce önce irkildi,ardımda biri mi var diye.Sonra dikkatlice baktı,karşısında alımlı ,güzel bir kız...Bu ben miyim sahi dedi.İyice baktı aynaya .Elini yüzüne götürdü,saçlarını kaldırdı...Hımm dedi güzel kızsın vesselam...
O gün ilk kez ayna karşısında bakındı durdu kendine...Biraz allık,ruj falan olsaydı keşke dedi.Gözüne arkadaşı Handenin makyaj çantası ilişti...Makyaj yapmasını da bilmiyordu...elinde bakındı bir süre.Sonrasında biraz ruj süründü dudaklarına,biraz allık yanaklarına,kirpikleri de ihmal etmedi rimelden...İyice bakındı aynadaki Şermine...Değişmişti,hem de tanınmayacak kadar...
Bugün delice bir şeyler yapmak geliyordu içinden.Ne zaman mutlu olsa bu duygu dürter dururdu onu...Yine öyle oldu.Ne kadar kendini frenlemek istese de yeni ve güzel bir ilişkinin arefesinde içindeki Şermin rahatsız oluyordu hareketsizlikten...Sokağa çıktı önce etrafına bakındı...Yaşlı bir teyze karşıdan karşıya geçiyordu ona bir oyun yapmak istedi ama etrafta insan çok vaz geçti bu şeytanlıktan.İlerledi içindeki yenemediği kötülük duygusuyla.Ara sokaklara girdi.İki üç çocuk sohbet ediyor bir evin önünde.Bir taş aldı görünmez tarafından lüks evin enbüyük camına taşı attı ve pencereden birinin görünmesiyle bağırdı,
-Utanmıyor musunuz şu güzelim eve taş atmaya...çocuklar neye uğradığını şaşırıp kaçmakta buldu çareyi...Ev sahibi teşekkür ediyordu duyarlığı için şermine...Şerminin kötülük duygusu tam tatmin olmasa da ondan aldığı haz en azından bugün için onu tatmin etmişti...
Yürüyerek okuluna gelmişti ki o da ne,karşısında merve ve Çiğdem...Özellikle bu Çiğdeme uyuz oluyordu ...Merveyi korumaya alması onu dellendiriyordu.Yanlarına yaklaştı,
-Merhaba aşkım diyerek elini uzatmıştı ki Merveye,kendini yerde buldu.Değil makas almak ulaşamamıştı bile Merveye.Çiğdem ani bir hareketle ayaklarını yerden kesmiş yumruğu gözünün üzerine akşetmişti.Bir süre sersemledi ve yerden kalkamadı.Dersi boş olan herkes toplanmış onları seyrediyordu.Bu kez sert kayaya çarpmıştı Şermin...Usulca kalktı ve,
-Seni de aldım listeye karakız...kolla kendini...diyerek uzaklaştı bu hiç hoş olmayan durumdan.
 
Merve yaşananlara anlam veremiyor,çiğdem ise tutacağı rapor için saatine bakıyordu.Şermin papucun pahalı olduğunu anlayınca homurdana homurdana uzaklaşmıştı...Okul idaresi müdahale etmek istemişti ama ne olay ne de failler belliydi...Bir kavga rivayeti vardı da şahit vs yoktu.Kapandı böylece olay başlamasıyla beraber.
Olaydan bir saat gibi bir zaman sonra ,olay tüm okula yayılmış tüm okul Şermine haddini bildiren kızı tanımak için adeta seferber olmuştu da,deşifre olmamak için Çiğdem derse girmemiş uzajklaşmıştı okuldan...Giderken Merveyi de görmüş,okul çıkışı beklediği mekanı söylemişti...
Nihayet okul çıkış vakti gelmiş Merve sınıftan çıktıktan sonra etrafına bakınmış,yine o uğursuzla karşılaşmak istemiyordu.Çünkü her karşılaşmasında muhakkak istenmeyen bir durum yaşanıyordu.Kapıda İnciyle karşılaştı.Gerçi İnciyi de sevmez olmuştu son zamanlarda.İlk kez ilgi duymaya başladığı birini adeta elinden almış bağlamıştı kendine...Alparslşanla İncinin nişanlandığını duymuştu da duyduğu andani tibaren içinde İnciye karşı anlamsız bir kin belirmişti...Merve görmemişlikten gelmek istedi ama İnci fırsatını bile vermeden koluna yapışmıştı.Kendine çekti ve,
-Kızım vukuatını duydum.Gel hele sen şöyle yanıma birlikte gidelim ,nolur nolmaz.Hem biz bir arkadaşımızın zor duruma düşmesini istemeyiz...Merveyi emirvaki yapmış ,Merve ağzını bile açamamıştı.Aslında gizliden de olsa yalnız kalmadığına seviniyordu Merve...Belki de Çiğgdem,İnci ve grubu olmasa çoktan okulu da bırakıp memlerketine giderdi...Onların desteğiyle Şermin belasını göğüsleyebilmiş,dayanabilmişti onun bu güne kadarki sapıklıklarına...
Merve İnciye takılmış ve çarşıya çıkmışlardı...Bir ara,
-Nereye gidiyoruz ,diyecek oldu.İnci lafı ağzına tkadı,
-Sabırlı ol görürsün...Bir süre yürüdüler ara sokaklarda ve arada bir takıldıkları kafenin önüne gelmişlerdi.Mervenin merakı hayli artmıştı...Yoksa,İnci de mi bu Şirretin arkadaşı diye düşündü içinden...``Sonrasında,saçmalıyorsun kızım``dedi kendi kendine vesveselerine bir cevap olarak...
İçerisi loş ve alkol kokuyordu... Dolu olan üç masa vardı günün bu erken saatine rağmen...Merve burnunu tutarak ilerledi İncinin peşi sıra...İnci en ıçtaki masaya kadar yürüdü...Masada arkası dönük içerdeki musikinin havasına kendini kaptırmış bir kişi vardı...İyice yanına yaklaşıncaya kadar kim olduğunu farkedemedi Merve...İncinin de ketumluğu tutmuştu bugün...
Masada içen kişinin Alparslan olduğunu zor da olsa farkedince bir rahatlama duygusu kapladı Merveyi...Çünkü o ana kadar İnciden ve içerdeki herkesten şüphe etmişti,yaşadıkları ona herkes ve herşeyden şüphe etmesi gerektiğini söylüyordu...Galiba felsefede bunun adı septizimdi...Ya da psikolojide....Gerçi bu bilim dallarını hep karıştırırdı Merve...
Şimdi Alparslanın karşısındaydılar,loş ışığın verdiği hava güzelliklerine güzellik katmış olacakki ,Alparslan onları görünce ayağa kalktı ve iltifatlar yağdırdı...
Oooo,Balkanların ve Avrupanın en güzel iki kızı ziyaretime gelmişler,buyurun,buyurun efendim diye centilmenliğide elden bırakmıyordu...onların sandelyelerine oturmasını bekledi oturmak için...
( Katil.... 15 başlıklı yazı Lütuf VELİ tarafından 27.09.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu