Kelebeğim,
aykırıda olsa,
öyle kalın bir bulutla kaplı ki geçmişim,yeni bir şey gözükmüyor
geçmiş yılların tortularından yepyeni bir hayat fışkıramıyor
zaman ,sanki bir kepenk gibi kapanıyor üzerime
hiçliğin ortasında ıssız bir oda gibiyim;
penceresi olmayan…
çaresizlik hep büktü boynumu
parmaklarımın arasından kayıp gitti hayatım
hayata yaslanan ödünç bir merdiven gibiyim,
içimin virajlı yollarında…
oysa,
kendimi temize çekmek istedim hep:
korkularımı fısıldayarak kulağıma…
tepeden düşen ışık kırıntılarını yakalamaya çalışan
bir alt yaprak gibi,
parçalardan bir birlik oluşturan tabiat gibi,
parlayan bir meşâle gibi,
sarı sayfalarda ilân veren biri gibi olmak istedim
olamadım..
dejenere şifreyim
bir sen tutunduğum dalımdın…
galiba halâ da öylesin
titrekte olsa, ışığımsın…
bir yağmur damlasının âsumandan toprağa düşüşündeki âhenk gibi
sende düş toprağıma
yeşert,hayat ver bana yeniden
diye hep bekledim.
Acaba,
acaba yeniden düşlerimi bana ödünç verir misin,
senin gözlerindeki …istesem..?
bilirsin,
kelebekler çift uçar…hadi…uç benimle iklimimde…
yakalayalım hayatın soluğunu birlikte
yoksa…
…
çekip gidesim var bu kentten