Ne suskun duvarlar dile geliyor
Ne ruhumu kuşatan hicran bir nebze kalbime sürur bahşediyor
Gün sessizliğine çekiliyor, gecem hüzünle bedelleşiyor, gözlerim hasreti biçiyor
O an ve halime ızdırap gibi saplanan kuytu bir zamanda, yadım sinemde inliyor
Neyleyim, kime bu hali elemimden bahsedeyim
Mahzunlaşan nefesimle hiç kimseye söz etmeden, dirliğime çekilmeliyim
Yadımda ne varsa onunla iktifa etmeliyim, kalan nefesimi hüzne teslim etmeliyim
Firkatin şad ettiği hicranımla bütünleşmeliyim,meftun halimi ayan etmemeliyim
Açık denizler geliyor aklıma, bir tadımlık yakınımda
Yıllara sari suskun melalim bir şifa için, ruhun esaretinden o an kurtulacaksa
Aklım hiç uğraşma diyor bana, ne iraden ve ne de azmin kifayet edecek buhranına
En iyisi sen bir yeis içinde soluma sineni biçare bırakma, nasibi hak vardır unutma
Gün kararacak, tan vakti içimde bir uhte bırakacak
Seher sinem için kalbime ne vakit inşiraha kavuşturacak aşk halde ummanlaşacak
Kelam kar etmiyor, fikretmek söyle neye yetiyor, hali lisan gönlüme hasreti ekiyor
Sırlarımı kim biliyor, cehtim artık bir kıymet te ifade etmiyor, hamiyetini bekliyor
Can derken, halden geçmeli peki, canana ne demeli
Nefsanilik var ise ruhun yetisi nasıl feyz için gönlüne aşkın ulviliğini ihsan etmeli
Dil ne kadar söylenmeli, aklı selimlik kim içim evvel emirde edeple nefeslenilmeli
Hak, hukuku bildiğin icra ettiğin nispette halin dirliğinde bereketlendiği bilinmeli
Mustafa CİLASUN