Damlayarak çoğalan anların
paslı süzgeçlerinden arta kalan
hep karanlık tortular.
ışıkları parçalayan somurtkan duruşların
göğsünde biriken terin...
tek sebebidir sevda dediğim.
Ne kadar uzaklara kaçsanda,
gün döner mevsimler geçer.
yolun an gelir hoyrat sarılışlarla kesişir.
gülüm sevişmelerin en koyusunda
senin de bedeninin yuvarlanışlarıyla
Yumarsın ruhunun delirmiş özlem kapaklarını.
Yetiştirdiğin güller ezilir,
özlemin gülüne bir alevin kokusu siner
gönlümüzün yapışkan anlarını,
sessizlikle atlatırken...
ani gidişle odaya iniltiler birikir.
hınçla denizlerdeki tüm balıklar çıldırır...
Hesap kapanmadıkça sevdanın boylarında
ezik çiçekler çoğalır.
sevişmeler yetmez .öfkeyi sindirmeye.
dokunuldukça kadın alevin gülümsemelerimi bulur...
yeniden dönülür başa ,kahreden yankı gibi
can evimin en dağınık yataklarına kurulur.
Suya bıraktığımız bütün sarılışlar
derin sarsıntılarıyla avuçlarımızdan dökülen
son demdeki aklanış dansıdır
hayatın öte yüzü..!
sabırlı bekleyişlerin miadı dolunca çalınır kapı.
bir el uzanır dinlenmiş bedenlere...
Hesapsızca yutulur mutluluk hapı,
bekleyen hep haklıdır...
yanaklarımızdaki hüznün çilekeş tadında
suskularımızın diyetini..
gerçeğimize ödediğimizde yeniden başlar öykü.
dalgalı denizlerimizden geçerken mavi boyalı gemiler.