Yaşıyoruz.... 11
Nasıl yattı farkında değildi Cengiz de gözünü kapatır kapatmaz o masum bakış ve sıcak temas sanki yeniden canlanmıştı.Saatlerce yarı uykulu yarı uyanık Aydan`ın bakışlarının esiri olmuştu .
Sabaha kadar bu bakışlar kabuslarının sığınağı ,limanı olmuş her defasında o bakışlarla huzur bulmuştu.Yaşadıkları bir bir canlanırken gözünün önünde bir fırsatını bulmuş o bakışlara sığınmıştı.Son zamanlarda geceler çekilmez olmuştu.Gerek yaşadığı bu kötü olaylar gerekse ruhsal zayıflığı,duygusallığı kırılganlık olarak rüyalarına yansıyor kabus olup çıkıyordu.
Hayli zaman olmuştu yüreğinin diğer yarısını görmeyeli.Ne sokakta ne gezdiği yerlerde yoktu.Sanki ona yasaklanmış gibiydi sokaklar.Oysa bir hafta öncesine kadar evine gidip onu çıkarabiliyor,akşama kadar cadde sokak gezebiliyorlardı.Ne de olsa sözlüsüydü.Babası ne kadar tutucu olsa da görmezlikten gelebiliyordu.
Şimdi sanki başına gardiyan dikmişler kızcağız dışarı bile çıkamıyor ya da çıkarmıyorlardı.Telefonu da hep kapalıydı.
Ona ulaşmak için araya koymadığı kişi kalmıştı da hepsine bir yalan uydurmuşlar ve görüştürmemişlerdi.Bu belirsizlik Cengizin canını oldukça sıkmaya başlamıştı.Cengiz artık rüyasında bile ona ulaşamıyordu.Ardından koşşa da.Kaç kez kanter içinde uyanmıştı.Yine öyle olmuş soluk soluğa gözlerini açmıştı ki kapının çaldığını duydu.Zor da olsa uyanmıştı.Yataktan kalkıp kapıya vardığında kimsecikler yoktu kapının önünde.Saatine baktı .``Ooo amma geç olmuş.`dedi.Saat onbire geliyordu.Bu saate kadar uyumasına da anlam verememişti.Oysa en kötü gününde bile sekiz buçukta dükkanını açar işinin başında olurdu.Tam kapıyı kapatıp içeri gireceği zaman yerdeki zarf dikkatini çekti.Etrafa bakındı kimse yoktu.Eğildi zarfı aldı ve içeri girdi.
Zarf elinde oturma odasına yönelmişti.Zarfın üzerinde sadece adı yazılıydı.İyice meraklandı ,açtı zarfı.İçinde sadece saat 12_00 `da herzamanki yerimizde ol yazıyordu.Anladı ki bu zarfı o yazmış ve göndermişti.Derin bir ohhh çekti.Zarfı birkaç kez evirip çevirdi başka bir şey var mı diye içinde yoktu sadece bir not göndermişti sevdiği ve nedensiz hasretini çektiği sözlüsü...
Hızlı bir şekilde üzerini değişmiş,aynaya bile şöyle bir bakıp hızla dışarı çıkmıştı.Onu görecek olmanın heyecanı vardı.Öyle bir heyecan ki,buluşacakları yere yaklaşırken yerini korkuya ve nasıl yüzüne bakacağım endişesine bırakmıştı.Ayrılırken neler söylememişti kıza,kalbini kırmıştı.Ya şimdi tamamen ayrılmak isterse,ya bitti bu iş derse diye düşünceler sarmıştı ki.Geldiğini görünce hepsi,kaygıları korkuları kaybolmuş adeta ona uçarcasına koşmuştu.Onun da Cengize doğru gelirken yüzünün gülüyor olması belki de yaşananları unutmak istemesindendi.
Ne olmuştu da bu değişim gerçekleşmişti.Cengizin sevdiğini kucaklarken bile kafasından bu ve benzeri sorular vardı.Bir süre öyle kaldılar ,hasretle kucaklaşmış vaziyette.Görülmeye değer bir resimdi .Büyülenmiş gibiydi her ikisi de...
Hazal`la Cengizin buluşması öyle bir zamanda olmuştu ki,herşeyin bittiğini düşünürken Cengiz bu davet ve sonrasında gelişen durum karşısında şaşkındı.Uzunca bir vakit bir oldular da kopmaya ayrılmaya ikisinin de niyeti yoktu.Çevrelerinden gelip geçenler oluyordu da onlar istiflerini bile bozmadan öyle kalakalmışlardı.
Nice sonra Hazal bu tabloyu bozdu.Cengizin daldığı alemden,mutluluk oynundan ayrılmasına,hayatın gerçekleriyle başbaşa kalmasına belki de neden oldu o güzel sesli Hazal,
-Gülüm,bir tanem...Seni istemeden üzdüm.Ama bilmelisin ki duydukların ve gördüklerin sandığın şey değildi olamaz.Ben hayatı senle tanıdım sensiz benim için hayat anlamsızdır.Araya giren nifak aslında bir yanlış anlama ve konuşma özürlü olmamızdan kaynaklanıyor.Umarım bundan sonrasında daha hoşgörülü oluruz olursun.Aslını astarını öğrenmeden beni suçlamazsın.
Cengiz sadece dinliyor ve düşünüyordu.Verecek cevabı da yoktu.Çünkü yaptığı kısa bir araştırma aslında Hazalın masumiyetini ortaya koyuyordu da,ata erkil gruru tükürdüğünü yalatmıyordu,içi kan ağlasa da...
Ne olmuştu da kendisinden daha inatçı olan Hazal konuşmak için bütün ailevi engelleri aşmış ,babasına ve akrabalarına rağmen sevdiği insana koşmuştu.Bu ve benzeri sorularla meşgul olan kafası Cengizin sağlıklı düşünmesine de engel oluyordu.Durumu farkeden Hazal,
-Canım görüyorum ki kafanda bir yığın soru,ya...var.İstersen aynı hataya düşmeyelim,aklından geçenleri söyle ve sor ki açtığımız yeni sayfada soru işareti olmasın.Ben de söz veriyorum açık kalplilikle cevaplayacağım.
Cengiz bir süre düşünmüş,aklından bir çok soru geçmişti de pek çoğunu eleyip tek bir soru sordu ki,o soru da bin soruya bedeldi Hazal için.
-Hazal sakıncası yoksa,seni kararından ve bu aşkı sonlandırma düşüncesinden vazgeçiren kararı ya da kişiyi öğrenmek istiyorum.
Düşünme sırası Hazal`daydı.Öyle ya Cengize söz vermişti,yalan söylemeyeceği konusunda.Diğer yandan da Cengizin annesine de söz vermişti,geldiğini kendisiyle konuştuğunu ve bir çok gizli kalmış,yanlış anlaşılmaya neden olmuş tavır ve davranışları sebeplerini açıklığa kavuşturmuştu da...işte bu konuşma Cengize koşmasına neden olmuştu...Hazal zeki kızdı ,güzel olduğu kadar.Kafasında kırk tilki dolaşırda hiçbirini diğerine boğdurmazdı.Usta bir manevrayla.
-Gerçekleri ve yanlışları görmeme vesile olan annemdi...Sağolsun,derken Cengizin annesini kasdetmiş ama daha evlenmeden ona anne diyeceğini düşünmeyen Cengiz ,sandı ki kızını yola getiren Hazal`ın annesidir.Mutluluğunu ve teşekkürlerini dile getirdi,Hazalı yanaklarından öperken.
Vakit hayli geç olmuştu,Yatsı ezanı okunuyordu.Biliyordu ki Hazal`ın ailesi meraklanır belki de polise bile giderdi.İyisi mi artık kalkmalı onu evine bırakmalıydı.Sonrası,sonrası belli değildi.Belki bu günün küsüratında bir kafeye ya da birahaneye gidecek kendinden geçinceye kadar Hazalı düşünüp bu sefer mutluluktan esriyecekti.
(
Yaşıyoruz.... 11 başlıklı yazı
Lütuf VELİ tarafından
12.11.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.