Sana bu mektubu,
Ölümümden sonra okursun
Diyerek, yazıyorum;
Hatırlarsın beraberdik bir zamanlar.
Hayaller kurardık, birlikte,
Geleceğimize, dair;
Evler yapardık, köşkler saraylar gibi,
Ve bahçelerimizi süslerdik,
Bahçemize, diktiğimiz güllerle.
Lale sümbüllerle.
Mehtaba bakıp, yıldızlara
Mehtaba karşı seninle;
Sevdamız, dillere destandı.
Yine de kavuşamadık;
Dağları delmiş, Ferhat Şirin gibi;
Nedense, ikimiz;
Şarkılar çalınırdı,
Bizim için, loş salonlarda, içkide akşam eğlencelerinde,
Dans ederdik, onca gözlerin önünde.
Gülerdik güldürdük, insanları fıkralarımızla;
Hele senin, o söylediğin,
Şarkın vardı ya, hani sen çok severdin
sen onu da çok söylerdin,
Sarı gelini.
Nasıl da ağlamıştım, içten, içten
senin dilinden o şarkı nağme, nağme, dökülünce;
Erişilmez olsan da ben hala o günleri anıp özlüyorum,
O günleri yaşıyorum, hayallerimle,
Sensiz geçen, her anım bir acı,
Her yer karanlık benim için,
ibilesin şimdi ellerin olan sevgilisi;
Uykusuz geceler sendendir,
Gözyaşları, senden, hasret hicran
Sendendir;
Ya sen, ya sen, sen nasılsın şimdi?
Sen bir gece ansızın uyanırsan,
Şayet o derin uykundan;
Bilirim ki uykunu kaçıran o rüya benden, kaynaklanır.
Elveda, elveda unutamadığım,
Şimdi başkasına yar olan,