Sen arkadaşım.
Bazen terlediğini, hissettin’ mi hiç,
Havadaki
Buz gibi soğuklara rağmen
Bir son baharın, ılık bir akşamında
Döküldü mü üzerine, hazan yaprakları,
Ağaçlardan,sen dallara bakarken. 
Birer, ikişer;
 

Düşündün mü sen?

Senin de bir gün onlar gibi olacağını,
Onlar gibi bir gün dökülüp toprağa karışıp,

Toz toprak olacağını
Hissettin mi, yalnızlığı ve de ölümün acısını içinde
Sonra, sonra, sen;
 
O sevdiklerinden, zevklerinden,
Bir gün nasıl ayrılacağını
Hissettin mi, ya da düşündün mü hiç?
Yapayalnız bir yerde otururken.
Yandı mı yüreğin benim gibi
Gün batımında, bir akşam. 
O gün batımını,
Dalgın, dalgın, gözlerle
Seyrederken;
Baktın mı geceleri dolun aya hiç sen,

Yıldızlara aya düşünerek,

Söyle sen;

Ağladın mı bakarken, düşünürken?

Nasıl yaratmış Tanrı’m bunları acaba diyerek,

Tanrı’nın varlığını içinde hissederek.
hissettin mi içinde sen de hiç?


Ben, ben çok baktım,
O yıldızlara o aya dolunaylı gecelerde,
Tanrı'yı yaratılmışları düşünerek;
Çok düşündüm ben, 
Son baharın bir hazan olduğunu,
Çok düşündüm  çok,
Baktığım ufka karşı otururken,
Dolun aylı gecelerde yüce Tanrı ma,
Şürkredip, ağlıyorken.
 
Sevdiklerimden arzularımdan,
Bir gün gelip benim de ayrılacağımı,
Sonra toz toprak, olacağımı
Bir hazan vaktinde.
Çok düşündüm, çok düşündüm ben,
Onların, nasıl, nasıl yaratıldığını
Düşündüm ben;

Ve o dökülen sarı, sarı yaprakları
Düşündüm,
İşte dedim işte,benim de sonum bu olacak, 

Bu mevsim hazan mevsimidir,
En çok bu mevsimde olur,

İnsanlar arasında bile ölümler.
Tıpkı sararıp dökülen o yapraklar gibi,
İnsanlarda zamanı gelince,

Solar ve sonra da ölür giderler;
 
En çok da,
Yani şu hazan mevsiminde ölürler
Diye düşündüm ben.
Gidenleri dönmeyenleri düşündüm,
Garipleri hasta olanları,
Düşünürüm ben;
 
Çünkü, onlardır,
En çok çile içinde olanlar,
Ve en çok yokluk içinde acı içinde ölenler
Onları düşündüm daha çok ben.

Sen de bilirsin,
Kara bulutlar dolaşır çoğu zaman,

Son bahar, mevsiminde,
Bir bakarsın, sağanaklar başlar birden

Ve arkasından gelir seller ve sonra ölümler.
Islanırsın, yürüyorsan bir yolda,
Düşünceler içinde sen;
 
Duyguların her zamankinden fazla artar,
Son bahar mevsiminde,
Ve sen o ıslaklık içinde geçmişi düşünürsün.
Islaklığına ve hasta olacağına bile,
Sen aldırmadan.
Yürürsün, düşünerek. 
Ve dersin ki işte yaklaştı kış kapıda.

Ha geldi ha gelecek bu gün ya da yarın.
Eli, kulağında dersin bazen;

 

Yine o amansız soğukların.
Sonra sen düşünürken belki de benim gibi,

O zavallılar garipler gelecektir aklına.
Soğuktan ne yapacak,

Üşüyecek bu garipler diyeceksin.

Varsa kalmışsa içinde,
Biraz olsun hala insafın;

Bir korku ürpertir saracaktır seni de,

Ve tutmaz olacak dizlerin tıpkı benim gibi.
Ve boğazında düğümlenecektir,

Hissettiğin içindeki,
O garip bilinmdez duyguların.
Sonra yağmur yerine
göz yaşların.

Dökülecektir belki de onun arkasından;

Ama sen nereden bileceksin,

Bilemezsin ben desem de,
Sen bunları.
Çünkü senin içinde sevdiğin sevda vardır.
O tutuşur,
Sadece senin sana ait bencil yüreğinde.
Kalbimde ağrı yoktur senin,
Ve yüreğin aşk arzu vardır sadece;

O dolunayın altında,
Hiç eziklik hissetmezsin bile sen.
Hissettiğin tek şey vardır.
O da doyasıya, yaşamaktır hayatında zevkle 
Ve de çılgınlıklardır hissettiğin içinde.
Sormazsın düşünmezsin bile,
O yaratılanları, o yaratılmışları,
Nasıl oldu bunlar diyerek.
Yağmuru soğuğu güneşi,ayı  ve yıldızları,
Sonra o garipleri bile sen.
Düşünmezsin sormazsın sen;

Yaşarsın sadece.
 Hep mutlu gülüp oynadığın zamanlarını.

Çılgınlar gibi eğlenerek sen;
Düşündüğün tek şeydir,

Bir hecelik kelime olan o tek kelimedir  
Aşktır,
Sen bunu bilir, bunu yaşarsın
Sen bunu hissedersin o hasta yüreğinde;

Halbuki gelirdir,

En son o nefes alacağın o gerçek zamanın senin de,
Konuşamazsın artık bir gün,

Ve sen yemekten içmekten kesilirsin.
Tıpkı o yapraklar gibi, başlarsın sararmaya,

Dökülmeye hazırlanırsın artık.

Gözlerine iner de o bir daha açılmayacak perde,
Ve yavaşça kapanır.

Düşer başın bir yanına;



Konur artık ateşin üstüne,

O su dolu kazanlar.
Yıkanırsın ve dualar içinde,
Son kez temizlenirsin kirinden,
Ve gidersin sen de gidip de dönmeyenler gibi,
O gideceğin son yerine yavaş, yavaş.
Sessizliklerin içinde;
 
Sen son kez birkaç kişinin,
Omuzlarında gidersin sonsuzluğa' da.
Yalnızca hatıralarındır, ve yaptıklarındır,
Tek arkanda bıraktıkların,
O da yapmışsan şayet arkanda;

 

 

 

12 Aralık 2010-12-12
Antalya



( Sadece,yaptıklarındır Hatıralarındır Geride Kalan başlıklı yazı Ahmet Yüksel tarafından 12.12.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu