Belediyeler bazılarının zannettiği gibi sadece mahalle yollarıyla, temizlik, su ve kanalizasyon işleriyle uğraşmazlar. Kültürel etkinliklere destek vermek de belediyelerin işleri arasında yer alır. Çünkü belediyeler şehirde yaşayanların mutluluğu ve iç barışı için halkın iç dünyasını da hesaba katmak durumundadır. Çağdaşlığın ve sorumluluğun gereği de budur.
Trabzon Belediyesi kültür, sanat ve edebiyata bir hayli yakın mesafede duruyor. Belirli gün ve haftalar Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından ciddi etkinliklerle kutlanıyor. Buna Trabzon’un fetih yıldönümü nedeniyle düzenlenen Fetih Sohbetini, “Fetihten Cumhuriyete Türkülerimiz” konserini, 10 Kasım Atatürk’ün ölüm yıldönümünde Çocuk Korosu’nca verilen ‘Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar Konseri’ni örnek olarak verebiliriz.
Bilindiği gibi her yıl Aralık ayının 17’sinde yurt genelinde Mevlana ile ilgili etkinlikler düzenlenir. Çünkü 17 Aralık, Anadolu’nun Müslümanlaşmasında önemli hizmetleri olan Mevlana’nın ölüm yıldönümüdür. 17 Aralık, bu büyük Allah dostunun kendi deyimiyle düğün gecesi(şeb-i arus)dir. Ölümü düğüne benzeten başka biri gösterilebilir mi?
Mevlana’nın 737. ölüm yıldönümü olan bu önemli gün bu yıl Trabzon Belediyesi tarafından önemli bir etkinlikle idrak edildi. Mevlana’nın ölümünün 737. yılında KTÜ Atatürk Kültür Merkezi’nde Şeb-i Arûs programı düzenlendi. Türk Tasavvuf Musikisi, semazen gösterisi, neyzen gösterileri ve şiirlerin okunduğu etkinliğe Araştırmacı -Yazar Sinan Yağmur konuşmacı olarak katıldı. Bu bereketli maneviyat şölenini birçok vatandaş izledi. Şeb-i Arûs programında konuşan Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu Şeb-i Arûs’un kelime anlamının ‘düğün gecesi’ olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi:
“Mevlana Celaleddin-i Rumi kendi ölümüne Rabbine duyduğu aşktan dolayı ‘sevgiliye kavuşma’ yani ‘düğün gecesi’ demiştir. Zira Mevlana öldüğü zaman sevdiğine, aşkına yani Allah’a kavuşacaktır. Onun için bu gün Mevlana için ölüm günü değil, düğün günü, gelin gecesidir. Bu gecenin Hazreti Mevlana’nın Hakk’a yürüdüğü, ebedi sevgiliye kavuştuğu gece olduğunu düşünürsek 737 yıl sonra böyle manidar bir gecede Hazreti Mevlana’nın manevi huzurunda olmanın heyecanını yaşıyoruz.
Dünyanın her yerinde sevgi ve saygıyla anılan Mevlana’yı örnek alarak dünyanın geçici bir konak olduğunu yüreğimizde hissetmeliyiz. O, aşkla bağlandığı yoldan kimseyi ötekileştirmemenin en güçlü çağrısını modern zamanlardan 800 yıl önce yaparak ‘Gel, gel, ne olursan ol yine gel, /İster kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel,/Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir,/Yüz bin kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.’ dedi; herkesi hakikate çağırdı. Biz de bugün buradan Mevlana’nın ebedi âleme hicretinden sonra yine aynı çağrıyı yapmanın, aynı mesajı haykırmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Bizim her fırsatta, her zeminde dile getirmeye çalıştığımız bu mesaj Mevlana’nın eserlerinde vücut bulan bir mesajdır. Kaynağını barış dini olan İslamiyet’ten almaktadır. Herkes şunu bilmelidir ki, kimsenin yaradılıştan sahip olduğu haklara sahip olması bizim adalet anlayışımızı yaralamaz, memnun eder. Şiddet, öfke, kin, husumet tarih boyunca insanlığa keder ve gözyaşı getirdi. Birbirimizi dinlemek kelimelerimizden, kavramlarımızdan ayrıştırıcı üslubu uzak tutmak zorundayız. Buna bugün daha fazla muhtacız ve biz birlik, beraberlik, kardeşlik değirmenine su taşımak zorundayız.
Çoğu kez aydınlık bir gelecek kurmanın yolu, geçmişi iyi okumaktan geçiyor. Gelişmiş ülkeler ilerlemek için kendi geçmişlerine uzanıyorsa bizler de aynı şekilde kendi geçmişimize uzanıyoruz. İnsanlık tarihine mal olmuş Mevlana’yı anlamak için daha fazla çaba göstermek zorundayız. Birbirimizi tanımadan doğruyu anlayamayız, sevemeyiz.”
Bu güzel ve anlamlı programdan dolayı başta Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’nu ve Trabzon Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Murat Yeter’i kutluyorum. Bu gibi maneviyat yüklü programları çok özlemiştik. Devamını diliyorum.