Bülbül mü oldun güle, nağmeler dökmektesin,
Sen de gülü bigane, dertsiz mi görmektesin,
Boşa mı bunca diken, bedeninden çıkmakta,
İçi yanarken gülün, sen neden gülmektesin,

Al gülüm kızıl gülüm, senin olsun bu ömrüm,
Senin üzgün duruşun, olur benim ölümüm.


Dertlerini gizlerken, kızıllığa alışmış,
İçindeki ateşi, gizlemeye çalışmış,
Mancınıkla ateşe, düşen İbrahim gibi,
Bir gonca gül olarak, bahçelerde dolaşmış,

Al gülüm kızıl gülüm, senin olsun bu ömrüm,
Senin üzgün duruşun, olur benim ölümüm.


Her nesnenin görünen, görünmeyen yüzü var,
Dışı ele bakarken, içi yakan özü var,
Kızıl gül deyip geçme, bilemezsin derdini,
Sen nağmeler dökerken, yaşla dolu gözü var,

Al gülüm kızıl gülüm, senin olsun bu ömrüm,
Senin üzgün duruşun, olur benim ölümüm.

( Al Gülüm Kızıl Gülüm başlıklı yazı SinanKARAKAŞ tarafından 10.01.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu