Hissedişler karın latifliğinde olmalıdır
Ruhun didarında anlamlaşarak, aidiyetin nizam-ı sevdasıyla kokmalıdır
İnsan öncelikle hür olmalıdır, prangalarla yaşamak aşkın hassasiyetinde bizarlıktır
Nefsin ahsen üzre olması ve aşkın nefesiyle gönlün sürur duyması ise bir feyz-i ekberdir
Ölüm, asla kalbini korkutmamalıdır
O ruhunun vecdi, gönlünün ahengi olmalıdır, hukuk hakkaniyetle anlamlıdır
Kul şayet müdrik değilse, nasıl meramını anlatacaktır, boşluğa bakmak akıl için alıklıktır
Merak, ilmin rahlesinde en derin ibrete haiz sadıktır, irade ve azim aşkın lahzasında farktır
Yetim bir nefes neye muhtaçtır
Ana olmak hilkatin ve bahtın ilgasında taltif edilen ne büyük bir cenahtır
Şefkat ve muhabbet aşk ile vardır, o en güzel bahşedilmiş ahsen-i takvim için sanattır
Mükerrem olmak, nar için kalbi aşktan uzaklaştırmak ahmaklıktır, ihsan kim için maksattır
Herkes yargılıyor, sonra sancı yaşıyor
Sanki yargıçlığı nesebi sanıyor, neden hiç hukukunu öğrenmeden soluyor
Kişiliği sessizce buharlaşıyor, ne kadar sessiz kalsam da hala kendini bir adam sayıyor
Oysa adamlık aşkın manasındadır, vefadır, feragattır, fenadan kurtulmak sevdasını bilmiyor
Akşam sabah gidiyorum, aşka ne kadar yakınım!
Neden nefsimin hoyratlığından korkmayan akılsızım, ben mühleti nasıl anlarım
Gönüller için ruhumdan kopan figanı kime anlatırım, o vakit hesabımı kimin aşkına adarım
Sanki ummanı sinemde yaşatırım, kalbin inşiraha olan hasretini aşksız nasıl manalaştırırım
Mustafa CİLASUN