para;yeryüzünün dilini karartıyor,çürütüyor insanların ruhlarını
uçurumlardaki terkedilmiş yuvaların serinliğini yerleştiriyor duygulara.
Tüm dünyanın alev alev yanışını görüyorken,
İnsanlığın karanlığa yıkılışını büyük bir hüzünle seyrederken
kör bir tutkunun sözlere dökülüp,yüksek sesle dile getirilmesi ne kadar abesle iştigalse,
eflâtun bir deliliğe adım adım yürürken,korkmakta aynidir
onurlu,gururlu bir hayatın tebessüm eden bir ferdi olarak
başımızı kaldırıp,göğsümüzü siper etmeliyiz sert esen haksızlıklara
….
murathan mungan'ın kaleminden dökülen dizelerdeki eylül ve ben özdeş gibi..yukarıdaki dizeler ruhumda yaşama,özleme ve beklentilerin bir vurgun akşamı gibi serin ve soğuk olduğu hissini uyandırdı bende..kalabalıklar içinde bir ses arayan "çığlık" gibiyim ve inanıyorum ki yalnız değilim..hafifçe gözlerimi kısıp gönül gözümü açıp dinliyorum kalabalıkları..o karmaşa,o debdebe ,o kuru gürültü arasından sıyrılıp kulaklarımı yırtan onlarca çığlığı duyabiliyorum Vişne çürüğü tadının kekremsiliği dudağımdaki.
Bir çizgiyi aşmanın güç ve heyecanı sarıyor her tarafımı
…
Zamanın kanayan gözlerinde ağlıyorum kimsesizliğimize.
Odalarda gizli ve duvarlara sinmiş anılarımız ve yalnızlığımız
lütfen içimizdeki karanlığın, maviye bakan yanını söndürmesine izin vermeyelim..!
…
Dostlar,
Yüce Yaratıcı tarafından verilenlere şükredelim
Ve yaşanılan onca şeye rağmen lütfen, gene de tebessüm edelim hayata,çünkü bu bize verilen tek ve en güzel armağandır.