Ne olur bırakma o suskun yaşlarını
Nazarlarında bin bir hüzün içinde ki yakarışınlarını ve çığlıklarını
İlla ki her kulağın işitmesi mi lazım, hissediş gönül lahzasında bir aşk-ı adım
Dil ne kadar lal olsa da temaşa eden o gözlerin feryadı elbette ki sevdaya uzanan bir tadım
Belki yıllar anlattı ve fakat ben anlayamadım halini
Sanki sızlanışların günyüzüne çıkıyor şimdi, sabır ve kanaat hangi itikadın vecdi
Dikeni her yanıma batıyor sende yakınen biliyorsun sanki, gül-i nihal bitiyor içimde belki
Dertler sahipsiz değil inanki, nasibin rahlesinde kısmet kimi bekliyor şükrederim o anki gibi
Su semadan akınca, ruhum ferahlar kuşlar misali
Hangi çığlığımı bıraksam ummana, her nefes melalimi işişiyor sanki umutlar filizlendi
Hangi toprağa baksam beraket ilzam ediyor içime inanki, sabır bir direniştir aşkta billahi
Haydi umudunla koş, yılgın ruhunun prangalarını çöz ve sürurla çoş, bahtın açıktır vallahi
Hiç Rahmetin sahibi acı çektirir mi kalbine
Lakin gönül hasredilir hakikatin şevkine, ifsanlaşır ruhlar sevda çilesiyle, aşk niyetiyle
Bilmede ve anlamadığın çektiğin tespihatlar kabul olur inşaal temennisiyle kimin kısmetine
Yoksa anlamak ve tahkike ulaşmak için bu kadar yorgunluk niye nefsanilik vardı elan içimde
Nar, hesapsız değildir, aşk maksattızsa nefsidir
Tensellik zafiyetin içinde gizlenen bahanedir, kalbi süruru tyerennüm etmek ihsan işidir
Bir sual et kendine, takva neden bu kadar müşkil bir iştir, akıl ve iradi olmak aşkın dilidir
Ne kadar kaçsam, mühletin gereğini anlamaktan uzaklaşsam nefsanilik kalbim ile ilintilidir
Mustafa CİLASUN