yanılsamalarından yadı yeşerten vaha
hüznüme çoğalırdı eksilen umutlarım
ne çıkacaktır daha iz aksamalarından
bulutlarım döküle fesleğen yalnızlığım
tinine dişi geçer söz dokunulmazlığın
yaşardı dirimine ayakta öldürmüşsün
azlığın çok geldiği süzüldü çatlağında
akarsulardan dolar çağlayanla taşardı
gözlerinde kurudu yaşlarıyla kayboldu
yardan öte düşesi karanlığın başımda
çıkılmazına gider yokuşun düzlerinde
aşımda ekmeğimde zehirli zembereği
estikçe eser yelin sağanağa dönüşür
ömür tüketen kahrı saplanır kama gibi
konuşur karşı gelip nere değdiğin bile
dibi kuyu derini yüzün deniz kabartan
yüreğimin köşesi yalnızlığa belgedir
kokusuz gül yaprağı ilgisine sarınca
sessizliğinde arar sorgusu kimliğimin
karınca kararınca vuslatını beklerken
eşiğinde serpen kar ozan efemi yakar
boşu boşuna mıdır neden ağladı onca
bakar ağaç dalına neden salınır durur
yalnızlığında ölüm koşar adım bir koşu
010211denizligülceçaprazlama