Mektuba kaç kez eli vardıysa da hepsinde bir titreme tutmuş,belkiler,ya, ya da`lar açtırmamıştı,açamamıştı.Öyle de bir uyku bastırmıştı ki mektup elinde uyuya kaldı Cengiz.Işık da açık kalmıştı.Annesi buna dikkat ederdi hep.Çocukluğundan beri Cengiz`in ışık söndürme huyu yoktu.`İSRAF ``derdi annesi de Cengiz oralı olmazdı.Vakit hayli geç olduğu halde oğlunun ışığının yandığını gören anne,zorlanarak da olsa yatağından kalktı ve oğlunun kapısını vurdu,bekledi bir süre.Cevap yoktu.Belliki yine uyumuştu oğlu.Kapıyı usulca açtı,oğlunu uyandırmak istemiyordu.İçeri girmeden hemen kapının yanındaki ışığı söndürdü ve tekrar kapıyı kapatıp gitti odasına.
Cengiz bir kabus görüyordu yine.Yine o vurulma sahnesi ve yere düşerken hayal meyal hatırladığı ama seçemediği biri kucaklıyor,etrafındakilere bağırıyor...İşte orda kopuyordu görüntüler.Sonrası hastahanede açıyordu gözlerini.Etrafında sevdikleri,dostları.Neden görüyordu ki bunları.Artık yara bile iyileşmişti.Odasının bir köşesinde ağlayan biri vardı,seçemediği görüntülerden.Sesini de duyuramıyordu,kim olabilirdi ki...Yoksa Hazal mıydı. Oysa Hazalın haberi yok diyordu annesi.Kim olabilir diye düşünürken ağlamakta olan kişi kendisine yaklaşıyor ve elindeki bıçağı yaralandığı yere saplıyordu.Acısı kat kat artmıştı da katıla katıla gülüyordu Cengiz.
Öyle gülmüştü ki diğer odada uyuyan annesi uyanmıştı sesine.Tövbe tövbe diyerek.Ağır aksak kalktı anne yatağından ,elinde sopası Cengiz`in odasına vurdu kapıyı.Cengiz de uyanmıştı kabustan kanter içinde.Elindeki mektubu hatırladı ve koydu yastığın altına da sonra,Gelenin annesi olduğunu bildiği için,
-Gel,anacığım gel...Seni de uyutmadı bu haylaz oğlun derken,annesi içeri girmiş hala tevbe çekiyordu.
-N`oldu deli oğlan neye gülersin bunca mutlu eden ne seni...
-Anlatsam gülersin sen de anam.Saçma sapan bir rüya gördüm de onunla uyandım gülerek.
-Neymiş rüyan anlatta gülelim o zaman.
-Boşver be anam...deli saçması dedim ya...hadi sana Allah rahatlık versin ,git yatağına uyu sen...
-He ya bu saatten sonra ne uykusuymuş o...Ezan okundu okunacak...Sen yat uyu bakalım.Dinlenmen lazım,derken anesi oğlunun başını okşamış kalkmıştı yanından.Giderken de Cengiz`in alnına bir öpücük kondurarak.
Cengiz yatağa uzanmıştı da uyumak mümkün değildi gördüğü onca kabustan sonra.Mektup aklına geldi tekrar.Açacağım ne pahasına olursa dedi ve karalı bir şekilde ucundan yırtarak açtı mektubu.İçinde burcu burcu hasret kokusu vardı bu mektubun.Önce kokladı ,sonra okumaya başladı.
``Değerli Dost,
Sana bu satırları yazmakta öyle zorlandım ki.Henüz tanışalı kısa süre olmasına rağmen sıcaklığın ve içtenliğinle verdiğin güven belki de bu mektubu yazmama vesile oldu.
Hani ihtiyarlar der ya,şapkamı önüme koydum düşündüm.Aynen ben de öyle yaptım,SON ZİYARETİNE GELDİĞİM GÜN ANNENİN SÖZLERİ ÜZERİNE.
Sakın şikayet ettiğimi sanma,öncelikle şunu belirteyim ki annen haklıydı,seni korumak adına.
Düşündüm dedim ya,neyi niçin dersen;seni ,beni bizi düşündüm.Gördüm ki ikimiz de ayrı dünyaların insanlarıyız.İyi bir dost olabilirdik belki ama yer ve mekan buna müsait değildi.Evet sen be ben...malesef dostluk adına,sevgi adına biz olmamız mümkün değildi.Varsayalım zorladık hali,biliyor musun bundan acı çekecek yine sen olacaktın,ben olacaktım.Çünkü çizilmiş yaşamlarımız vardı.Ben acı olanı yaşamış,yaşamakta olan biri ,sense mutluluk avuçlarında hemen yanıbaşında kafası karışmış biri olarak belki de çizilmişe kısaca kadere başkaldıracaktık ki...bunun da kimseye getirisi o0lmayacaktı.Birinci neden olarak belki de uzaklaşmamın sebebi buydu senden.
İkincisi ise babamın var olan sağlık problemiydi.Biliyorsun benim yaşadığım sağlık sorunu onun da sağlığını bozmuş belki de hastalanmasına neden olmuştum.Kurtulmuştu gerçi son zamanlarda tekrarlamasından korkuyorduk ki korkularımız malesef başımıza geldi.Babam daha önce yendiği kanserin pençesine yeniden düşmüştü.Onun bu zor zamanlarında yanında olmak,hastalığı yenmesine yardımcı olmak için de tereddüt etmeden döndüm memlekete.Senden dileğim beni bir dost olarak sevmen ve de babama duacı olman.
..............
Cengiz mektubu okurken gözleri yaşarmış,mektubun geri kalan kısmını okuyamamıştı.Öyle de canı sıkılmış ve sigara istemişti ki.Ceplerini yokladı yoktu.Olsa da gerçi annesi içmesine müsade etmez.``Bu gavur eskiyasını ,ne tüttürün durun...``derdi.Ağlıyordu artık aleni.Odada kimsenin olmaması onun özgürce yaş dökmesini sağlamıştı...
Cengiz mektubu bitirememişti ama kendisi bitmişti.Bir yığıntının kayması gibi içinden bir şeyler kaymıştı da yüreği sızlamış gözlerine hükmetmişti.Artık özgürdü ruh dünyasında ağlayış ,boşalma adına.Aydan değildi belki buna sebep ama Aydan olmuştu zembereğin boşalmasına sebep belki de bu mektup.
Yıllar canlandı gözünde bir bir.Babası,o sevgisini göstermekten çekinen ama her fırsatta sevdiğini hissettiren koca adam...yoktu yanında.Annesi vardı çökmüş,yıpranmış ...Yılların yorgunu.Ne de çok istedi şimdi şu an bir sıcak teması;babasının saçlarını okşamasını ya da annesinin kucağında uyumayı.İçi kanıyordu da gözleri kurumuştu.Gözlerinden dudaklarına kayan yaşların tuzunu hissetti kendine gelirken...Mektubu tekrar eline aldı ,dayanabilirse geri kalanını okuyacaktı.
........
Evet Cengiz bey,işte o güzel insanları ve yeri bu sebeplerden dolayı terkettim.Gerçi buna terketme de denilemez ya...kaçtım diyelim isterseniz.Biliyorum bu hareketim sizi üzecek,kıracak belki de...Ama yaşamın bu sayfaası hiç yaşanmadı sayın isterseniz,gelecek adına ve mutluluğunuzun adına.Belki bir gün hatırlarsanız, yüreğinizde bir sızı olursa bilin ki orda ben varım...Olmalıyım da,dostluk adına bunu isterim sizden.
Bu mektubu sizi ziyarete geldiğim ve boynu bükük döndüğüm gün yazmaya karar verdim.Çok düşündüm inanın yazıp yazmamakta...Zaten okuyorsanız ki okuduğunuzu sanıyorum sizin için değerli olduğuma inanırım.Eğer mektup elinize geçmemişse bir güzel anı olarak kalırsınız bende...Yaşamın güzel bir sayfası ama buruk...
Ablam ,o dünya tatlısı kadın ;çok üzüldü duyunca yaşananları ve içinde bulunduğum karmaşayı.Biliyor musun ki sorgulandım duygularımdan,yargılandım hem de.Ama ben bunu daha önce de yaşadığım için zoruma gitmedi yakınlarımın ve sevdiklereimin hareketleri.Umarım sen de yargılamadın beni.İşte o üzer beni...Keşke bunları gitmeden önce seninle konuşabilseydim.Hem sen yatıyordun bir delinin hışmına uğrayıp,hem ben çaresizdim babamın durumu ve içine yuvarlandığım çıkmazdan.Onun için kağıda döktüm duygularımı,umarım beni anlamış ve hoşgörmüşsündür.
Ne zaman ve nasıl bir daha görüşürüz bilmiyorum ama umuyor ve diliyorum ki o güzel yürekli adam mutluluğu yakalar yaşamının bundan sonrasında.Sevgiyle kal...Aydan.
Mektup bitmişti ama Cengiz elinden bırakamamıştı.Aydanın bu hüzün dolu mektubu,yer yer imalar ve beklentiler ve belki de hayata sitemlerle doluydu.Hayatının baharında onca çileler çekmiş adeta ikinci yaşamı bağışlanan bu kız yaşanan bunca sakatlıkları hak ediyor muydu.Onun da mutluluk hakkı değil miydi.Cengiz tam bir çıkmazın içindeydi şimdi.Bir yandan sevdiği ya da öyle sandığı Hazalı diğer yandan bu kısacık dostluk süresince aradığı Aydan`ı düşünüyordu.Bu kızın acılar çekmesine sebep gördü samimiyetini ve acıdı yüreği,derin bir offff çekti ve kalktı yatağından.Her zaman yanıbaşında olan dostunu aradı .Allah kahretsin ,yok yoktu...
(
Yaşıyoruz.... 25 başlıklı yazı
Lütuf VELİ tarafından
2/3/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.